Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam
İsmet DUMAN
Köşe Yazarı
İsmet DUMAN
 

EUROVİZYON ŞARKI YARIŞMASI

Eurovizyon şarkı yarışmasından niçin koptuk, çıkarlarımıza ne ters geliyordu ki bu yarışmaya katılmaktan vazgeçtik. Hem Avrupa Birliği diyoruz, hem de uzaklaşıyoruz. x İktidar mensupları her ne kadar Avrupa’nın bir takım düşünce ve yaşam tarzlarını kabul etmiyor olsalar bile, bunun hiçbir zaman halk nezdinde karşılığı olmadı. x Yani muhafazakâr kesimin bizlere empoze etmeye çalıştıkları tek şey; Avrupa’nın tüh! Kaka! Olduğu ve Müslümanlıkla örtüşmeyen bir yaşam tarzlarının bize hep ters geldiğidir. x Oysa halk asla ne böyle diyor, ne de böyle düşünüyor; ülkeler arası gümrük kapıların serbest bırakılması durumunda, Türk halkının ilk kaçış noktası, asla Suudi Arabistan değildir. (Sakallılar ve Cübbeliler dâhil) x İlk tercih ettikleri yol medeniyet yolu, Avrupa yoludur. Bunun en büyük delili; Suriyelinin, İranlının, Iraklının ve Afganistanlının ölümü göze alırcasına ve %50 yaşamda kalacağını bilmesine rağmen lastik botlara binip Avrupa’daki her hangi bir şehire ulaşma hayali ile yola çıkmasıdır. x Bastırılmış bir takım dayatmalar ve korku ile şekilciliğe (Şalvar, sarık ve cübbeye) özendirilen bazı zümreler, ne hikmetse Avrupa adım atar atmaz, bu duygulardan bir anda vazgeçip, seküler yaşama ‘Merhaba’ demekte hiç de zorlanmadıkları görülmektedir. x Önceki yaşamlarında defaten günah diye dikta edilen bu kavramlar, nedense bu ülkelere girdiklerinde bir anda, dindar yaşam yok hükmünde sayılıp bulundukları ortama şak diye uyum sağlamaktadırlar. Bunun adı Müslümanlık değil, menfaatçiliktir. x Hiç kimse ya da bir güç bu insanları böyle yaşama, anında dikta etmediği ve zorlamadığı halde, bu kadar kısa sürede bu yaşama adapte olmalarını sağlayan nedir? x Nedir biliyor musunuz? Özgürlük, demokrasi, in- san yerine alınmak, değerli olduğunu hissettirmek, düşüncesini korkusuzca ifade edebilmek, aynı hukuk ve adaletle yargılanacağını bilebilmektir.  Daha sayamayacağım birçok yaşam konforuna sahip olmaktır. x Şimdi soruyorum size; bu saydıklarımın tamamı, hangi Orta Doğu ülkesinde mevcuttur. Hangi Müslüman ülke, halkına bu denli önem veriyor ve ona değerli olduğunu hissettirebiliyor. x Sizler de takdir edersiniz ki hiçbir Orta Doğu ve Müslüman ülkede bu mümkün değildir. x Teknolojik ve bilimsel olarak gelişmiş, bir tane bile İslamiyet çatısı altında yaşayan Müslüman devlet yoktur. Yıllardır birbirimizi yemişiz durmuşuz. Neymiş bizi birbirimize düşürüyorlarmış. Allah sana beyin vermiş sen de düşmeyiver. x Bizim için Avrupalılar Hristiyan’mış, Gayri Müslüm’müş ve cehennemlik- miş. Bırakın artık bu beylik lafları. Bırakın artık benim dinimi demagojik malzeme yapmayı… x Bu demagojiye çanak tutan o sakallılar, sarıklılar ve cübbelilerin arkalarına bile bakmaksızın kaçış noktaları kâfir dedikleri bu ülkelerdir.  x FETÖ’nün ne hikmetse yaptığı tam da buydu.  Amerika’yı kötüleyip, yine Amerika’da yaşama isteği gibi… x Yazımın başında da belirttiğim gibi Eurovizyon şarkı yarışması gibi uluslararası bir etkinliklere sırtımızı değil, yüzümüzü dönmeliyiz. Avrupa’dan kopuk değil, onlarla entegre olmalıyız. x Geri kalmış ülkelerle değil, ekonomik ve teknolojik anlamda gelişmiş olan ülkelerle girift olmalıyız. Bu coğrafyanın insanları ile örtüşen de budur…  
Ekleme Tarihi: 26 Mayıs 2022 - Perşembe

EUROVİZYON ŞARKI YARIŞMASI

Eurovizyon şarkı yarışmasından niçin koptuk, çıkarlarımıza ne ters geliyordu ki bu yarışmaya katılmaktan vazgeçtik. Hem Avrupa Birliği diyoruz, hem de uzaklaşıyoruz.
x
İktidar mensupları her ne kadar Avrupa’nın bir takım düşünce ve yaşam tarzlarını kabul etmiyor olsalar bile, bunun hiçbir zaman halk nezdinde karşılığı olmadı.
x
Yani muhafazakâr kesimin bizlere empoze etmeye çalıştıkları tek şey; Avrupa’nın tüh! Kaka! Olduğu ve Müslümanlıkla örtüşmeyen bir yaşam tarzlarının bize hep ters geldiğidir.
x
Oysa halk asla ne böyle diyor, ne de böyle düşünüyor; ülkeler arası gümrük kapıların serbest bırakılması durumunda, Türk halkının ilk kaçış noktası, asla Suudi Arabistan değildir.
(Sakallılar ve Cübbeliler dâhil)
x
İlk tercih ettikleri yol medeniyet yolu, Avrupa yoludur. Bunun en büyük delili; Suriyelinin, İranlının, Iraklının ve Afganistanlının ölümü göze alırcasına ve %50 yaşamda kalacağını bilmesine rağmen lastik botlara binip Avrupa’daki her hangi bir şehire ulaşma hayali ile yola çıkmasıdır.
x
Bastırılmış bir takım dayatmalar ve korku ile şekilciliğe (Şalvar, sarık ve cübbeye) özendirilen bazı zümreler, ne hikmetse Avrupa adım atar atmaz, bu duygulardan bir anda vazgeçip, seküler yaşama ‘Merhaba’ demekte hiç de zorlanmadıkları görülmektedir.
x
Önceki yaşamlarında defaten günah diye dikta edilen bu kavramlar, nedense bu ülkelere girdiklerinde bir anda, dindar yaşam yok hükmünde sayılıp bulundukları ortama şak diye uyum sağlamaktadırlar. Bunun adı Müslümanlık değil, menfaatçiliktir.
x
Hiç kimse ya da bir güç bu insanları böyle yaşama, anında dikta etmediği ve zorlamadığı halde, bu kadar kısa sürede bu yaşama adapte olmalarını sağlayan nedir?
x
Nedir biliyor musunuz? Özgürlük, demokrasi, in- san yerine alınmak, değerli olduğunu hissettirmek, düşüncesini korkusuzca ifade edebilmek, aynı hukuk ve adaletle yargılanacağını bilebilmektir.  Daha sayamayacağım birçok yaşam konforuna sahip olmaktır.
x
Şimdi soruyorum size; bu saydıklarımın tamamı, hangi Orta Doğu ülkesinde mevcuttur. Hangi Müslüman ülke, halkına bu denli önem veriyor ve ona değerli olduğunu hissettirebiliyor.
x
Sizler de takdir edersiniz ki hiçbir Orta Doğu ve Müslüman ülkede bu mümkün değildir.
x
Teknolojik ve bilimsel olarak gelişmiş, bir tane bile İslamiyet çatısı altında yaşayan Müslüman devlet yoktur. Yıllardır birbirimizi yemişiz durmuşuz. Neymiş bizi birbirimize düşürüyorlarmış. Allah sana beyin vermiş sen de düşmeyiver.
x
Bizim için Avrupalılar Hristiyan’mış, Gayri Müslüm’müş ve cehennemlik- miş. Bırakın artık bu beylik lafları. Bırakın artık benim dinimi demagojik malzeme yapmayı…
x
Bu demagojiye çanak tutan o sakallılar, sarıklılar ve cübbelilerin arkalarına bile bakmaksızın kaçış noktaları kâfir dedikleri bu ülkelerdir. 
x
FETÖ’nün ne hikmetse yaptığı tam da buydu.  Amerika’yı kötüleyip, yine Amerika’da yaşama isteği gibi…
x
Yazımın başında da belirttiğim gibi Eurovizyon şarkı yarışması gibi uluslararası bir etkinliklere sırtımızı değil, yüzümüzü dönmeliyiz. Avrupa’dan kopuk değil, onlarla entegre olmalıyız.
x
Geri kalmış ülkelerle değil, ekonomik ve teknolojik anlamda gelişmiş olan ülkelerle girift olmalıyız. Bu coğrafyanın insanları ile örtüşen de budur…

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve afisgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.

betine giriş betine giriş