Ordu Tabip Odası Başkanı Ali Coşkun; “Oysa eski Türk kavimlerinde, hatta Osmanlı devletinin çöküş dönemine kadar, Türklerde şekerli tatlılar toksik kabul edilirdi ve tüketilmezdi. Eğer tüketilirlerse mutlaka gücü ve kuvveti düşüreceklerine, kişiyi hasta yapacağına inanılırdı. Günümüzde ise şekerin çok tüketilmesinin ne kadar tehlikeli olduğu anlaşılmıştır. En tehlikeli zamanlar da maalesef, Ramazan Bayramlarında ikram edilen şekerli gıdalardır. Glisemik indeksi çok yüksek olan bu gıdalardır. Özellikle şeker hastaları, kalp ve damar hastaları, pıhtı atma riski olan hastalar, hatta kanser hastaları için bile çok zararlı olabilirler” dedi.
“Ne yapmalı?”
Coşkun; “2 dilim baklava yerine ; yarım dilim ve çatalla bastırarak şerbetinden kısmen arındırılmış baklava yenebilir. Bir kase sütlü tatlı yerine; bu kaseyi 2 arkadaş daha bularak, 1/3 porsiyon yemeye gayret edilebilir. İkram edilen şeker ve çikolatalardan ; bir günde sadece her öğün arası toplamda 3 adet yenmesi daha uygun olacaktır. Bayramı zeytinyağlı sebze ve çok az da protein ile geçirmek doğru bir seçenek olacaktır. Ramazan ayında ister istemez su tüketiminiz azalmıştır. Bu açığı derhal bayramın girmesiyle kapatmalıyız. Susamadan su içmeye devam. Herkes kilo başına 30-40 ml su içmelidir ve bunu gün içinde saatlere yaymalıdır” dedi.
Özel Haber: Emrah Gemicioğlu