KISIRLAŞTIRMA HEPİMİZİN SORUMLULUĞU

Giderek büyüyen bir sorun olan sokak hayvanlarının kısırlaştırılması hakkında bir açıklama yapan Özdemir, konuyla ilgili şu ifadelere yer verdi; “Kısırlaştırma çok önemli. Bu hayvanların gerek yetkililer, gerekse bilinçsiz vatandaşlar tarafından yol kenarlarına ve tenha alanlara bırakılması bir çözüm değildir. Kısırlaştırma ve kontrollü üreme olmadığı sürece bu sorun hiçbir zaman çözülemez. Kısırlaştırma çalışmaları Ordu Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılıyor ama yeterli değil, ilçe belediyeleri de elini taşın altına koymalı. Bu konuda hem vatandaşlarımızın hem de yetkillerin daha bilinçli olması lazım. Vatandaşlar da gördükleri sokak hayvanlarını kısırlaştırma merkezlerine götürmelidir. Burada hepimize büyük bir sorumluluk düşüyor. Sahipsiz hayvanları Ordu Büyükşehir Belediyesi ücretsiz olarak kısırlaştırıyor. İlçe belediyelerin de bu hayvanları toplayıp kısırlaştırma merkezlerine götürmesi gerekiyor. Bu sorunu çözmek için birlikte hareket etmeliyiz, bu hepimizin sorumluluğu” dedi.    “Kalıcı çözümler üretilmeli”   Sözlerine devam eden Özdemir, şu ifadelere yer verdi; “Yukarıda dediğim gibi hayvanlar öncelikle kısırlaştırılmalı, üreme kontrol altına alınmalı ve düzenli besleme sağlanmalı. İnsanlar yaban yaşamının olduğu yerleri talan ettikçe, hayvanlar tehdit altında kalıyor. Kalıcı çözüm, besleme çalışması değil, yaban yaşamının olduğu yerlere dokunulmamasıdır. Şehir içindeki hayvanlara yönelik koruma ve besleme politikalarının geliştirilmesi yanında hayvanların sokağa atılmasının önüne geçen, onları sokağa atılabilecek bir süs eşyası olarak gören anlayışın da terk edilmesi gerekiyor” dedi.    “Bize muhtaçlar”   Sözlerine devam eden Özdemir, şu ifadelere yer verdi; “Günler sokaklarda yaşamak zorunda olan hayvanlar için çok kolay geçmiyor. Başlarını sokacak bir yuvaları olmadığı gibi her gün yemek bulabileceklerinin garantisi de yok. Onların hayatı maalesef biz insanların vicdan ve insafına kalıyor. Tabii bunlar şehir hayatı için kritik eşikler. Köylerde, yaylalarda, kasabalarda inekler, koyunlar, eşekler, atlar ve daha birçok hayvan, olumsuz doğa şartlarında meralarda bir başlarına kalıyor. Bütün bu hayvanların yaşamının çok az bir kısmımız tarafından değer gördükleri biz insanların ellerine terk edilmesi her ne kadar acı olsa da onlara hala yetebilme şansımız var” dedi.    “Sofranızda artan yemekleri verseniz bile yeter”   Sözlerine devam eden Özdemir, şu ifadelere yer verdi; “Durumu olan mama alıp evinin önüne bırakabilir. Durumu olmayan vatandaşlarımız ise sofrasından artan yemekleri çöpe değil, bir kap içerisinde evinin önüne bıraksınlar. Yapabilenler bir karton kutunun üzerini yağmur suyu geçmesin diye naylonla kaplayarak evlerinin önüne koyabilir. Apartmanda oturanlar dış kapılarını açık bırakabilir, sokak hayvanları ısınmak için oraya girebilir. Herkes az çok demeden elinden geleni yapmalı. Bu bir insanlık görevidir bunu unutmayalım yeter” dedi.    Özel Haber: Emrah Gemicioğlu