KILIÇDAROĞLU; “SANDIKTAN DEMOKRASİ ÇIKACAK”

Mitingde ilk sözü alan İmamoğlu; “Hatırlayın bu meydanda demokrasinin ayağa kalktığı o güçlü sesinizi verdiniz. Onun için bu kardeşiniz bu hemşeriniz, Ordu’nun o desteğini asla unutmayacak.  2019'da İstanbul’daki seçimi milletimizin o güçlü desteğiyle kazanmıştık. Anamın ak sütü gibi helal bir seçim kazanmıştık. Ama ne yaptılar?  Kazanmak için her yol mübahtır anlayışı var bunlarda. İftira, yalan ne yazık ki var. Ve bundan vazgeçmiyorlar. Hala aynı şeylere devam ediyorlar. Çaldılar dediler, ‘hırsızlar' dediler. Peki, ne oldu? Yargılama yaptılar, soruşturma açtılar. Bir tek kişi hakkında bile bir tutuklama, suçlama olmadı. Devletin en üst tepesinden, siyasi yol arkadaşlarına varıncaya kadar bu yalanın ve iftiranın ortağı oldular. Sonra bir bayram memleketime geldim. Karadenizli hemşerilerimle bayramlaşıp öyle gideceğim İstanbul’a dedim. Trabzon, Giresun, Ordu. Son durak Ordu’da hiç unutmuyorum buradaki muhteşem kalabalığı. Kalabalık beni evladı gibi bağrına bastı ve destek oldu. Buradan çıkan o güçlü ses buradan İstanbul’a kadar ulaştı. Ne oldu? 13 bin 500 oyu yeterli görmeyenler 806 bin bin oy fark. Millet bunlara okkalı bir demokrasi tokadı attı. Neymiş bu seçim darbeymiş hadi oradan. Bu günün hükümeti, dönemi bitmiş hükümet. Kendi bakanları bile onunla çalışmak istemiyor. Çağırıyor, gitmek bile istemiyorlar. Bir gün bile durmamaları lazım. Bunlar hata üstüne hata yapıyorlar. Geleceğimizi karartıyorlar. Sizlerin sayesinde 15 Mayıs sabahı onları tıpış tıpış evlerine yollayacağız. Bu seçim başka bir seçim. Bu seçim, partilerin yarıştığı bir seçim asla değil. Bu seçim geleceğimizin seçimi. Bu seçim pırlanta gibi genç kardeşlerimin seçimi. Onların geleceğinin seçimi. Annelerin, babaların çok titiz davranması lazım. Bu seçim, tarihi bir seçim. Çok dikkat edeceksiniz. Kararınızı verirken asla ve asla fire vermeyeceğiz. Birleşe birleşe kazanacağız.  Oylarımızı Millet İttifakı'na kullanacağız. Oylarımızı her şeyi ben bilirim diyen akla değil. Her şeyi ben bilirim, ben yaparım. Kimseyi tanımam. Milletin evlatlarından faydalanmam. Bir avuç insandan eş, dost, akrabadan faydalanırım diyen akıldan değil. Ben bu ülkenin geleceğini milletimizle beraber kuracağım diyen devlet insanı erdemli bir insan ve hayatını hak, hukuk ve adalet mücadelesine adayan  Kemal Kılıçdaroğlu’na oylarımız vereceğiz hep birlikte. Aklın ve bilimin ışığında, milleti yanıltmayan, milletle birlikte düşünen, millet adına seçilmiş kim ise partisine bakmaksızın onlarla çalışan, onları dışlamayan, yeni bir demokrat bir düzeni başlatacağız. Kentlerimizi ayağa kaldıracağız. Gençlerimizi, Ordu’da hayallerini kurup hayatlarını bu coğrafyada geçirebileceği imkanları hep birlikte var edeceğiz. Onlara fırsatlar tanıyacağız. Onlar bir sınav mülakat düzeni içinde yok olup gitmeyecekler. Vatanın her yeri cennet. Tek eksik var; bugünün hükümeti. Bugünün hükümeti, dönemi bitmiş hükümet. Bu hükümet dönemlerini tanımladı. Çıraklık dedi. Ustalık dedi. Kalfalık dedi. Hatta bu son dönemine 2018'den sonra şahlanış dedi. Bu nasıl bir şahlanma? 2019'da o güzel ışığı, meşaleyi yakan Ordu’ya yakışan bir sesle bütün Türkiye’ye müjdeyi verelim mi? Aramızda kalsın size söyleyeyim. Kazanıyoruz ve her şey çok güzel olacak” dedi.

 

  “LÜKS HAYAT YAŞAMAK SİZİN DE HAKKINIZ” Mitingde konuşan Yavaş ise; “İstanbul seçimini iptal ettiler. Beka lafı bitti. Mayıs Haziran’da bitti. İstanbul düşerse Kudüs, Mekke düşer demeye başladılar. İmamoğlu’nu kastederek ‘Sisi’yi mi İmamoğlu’mu seçeceksiniz’ dediler. Siyaset böyle yapılmaz. Şimdi Sisi’yle tokalaştılar. O da yetmedi şimdiki seçimde de aynısını yapıyorlar. Osman Öcalan’ı Ekrem kaybetsin, Binali kazansın diye televizyona çıkardılar. O da yetmedi. Yine görüşmüşler İmralı’ya heyet gönderdiler. Bebek katilinin mektubunu televizyonda okuttular. Cevap ne oldu. 806 bin oy farkla sandığın dibine çakıldılar. Biz PKK’ya karşıyız. PKK’nın tek suikast yaptığı genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Bize 6 siyasi parti bir araya geldiğimiz için ‘6 benzemez’ dediler. Evet bir araya geldik uzlaştık. Peki siz benziyor musunuz? Siz de 6’yı tutturdunuz. Ama orada garip bir şey var. Onlar diyor ki bu bizden değil, ittifaka dahil değil. Utanıyorsanız neden listeye aldınız. HÜDA PAR beni bu eleştirim yüzünden savcılığa şikayet etmiş. Ömrüm boyunca şeref madalyası olarak taşıyacağım. Hep internette görüyoruz. Birisi itiraz edince çıkart telefonu diyor. Neden mi? Çünkü telefonu iyiyse bak kaç paralık telefon kullanıyorsunuz diye fırçalayacak. Lüks arabalara binmek, iyi evlerde oturmak, iyi telefonlar kullanmak, tatile çıkmak, lüks bir hayat yaşamak sadece size mi has? Yurt dışına gidip gelmek size mi has? Bu ülkenin tüm fertleri, özellikle gençler, en iyi telefona, en iyi arabaya, en iyi eve sahip olacak. Tatile gidecekler. Bu onların hakkı değil mi? 1970'li yıllarda tersane açılmış o Anadolu Gemisi bugün imar edilmişse, 1990'lı yıllarda İHA'lar, SİHA'lar yapılmaya başlanmış ve bu hale gelmişse emeği geçen herkese çok çok teşekkür ediyoruz. Ama o yıllarda o imalatı yapanlar bu üretimi yapanlar hiçbir zaman bunu siyasete alet etmemişlerdir. Bunlar ordunun milli malıdır, milletin malıdır. Bunların siyasete alet edilmesi adete Silahlı Kuvvetleri’n siyasete alet edilmesidir. Ben diyorum ki evet en son teknolojiyi geliştirmek boynumuzun borcu. Ancak lütfen muhalefete karşı bunları doğrultmayın. Buradaki muhalefette Türk milletinin şerefli elemanlarıdır. Öyle laflar ediyorlar ki, 'Eğer Millet İttifakı kazanırsa bunlar hangara kaldırılır' ne zannediyorsunuz siz bizi Allah aşkına? Ama S-400'ü aldınız hangara koydunuz hiç sesiniz çıkmıyor öyle mi? Bu nedenle biz ne dinin siyasete alet edilmesi ne mili duyguların siyasete alet edilmesi, camiye siyasetin girmesi, kışlaya siyasetin girmesi, okula siyasetin girmesi bunları hep yanlış bulduğumuz için bugün karşınıza geldik. Yönetemiyorsunuz, daha iyi yöneteceğiz diye geldik. Siz yönetemiyorsunuz biz daha iyi yöneteceğiz diye giriyoruz. Yoksa sizi düşman falan görmüyoruz ki. Biz geleceğiz, daha iyi yöneteceğiz olay bu kadar basit” dedi.   “BEDELİ GENÇLERİMİZ VE KADINLARIMIZ ÖDÜYOR” Uysal; “Türkiye ya tarihi yürüyüşüne devam edecek ya da birilerinin müsaade ettiği kadar hakka, hukuka, demokrasiye razı olacağız. Ordu’ya sormak isterim. Bu dayatmalara rıza gösterecek miyiz? Göstermeyeceğiz. Bu dayatmalara Mustafa Kemal Atatürk rıza göstermemiş, elbette onun izinden gidenler de rıza göstermeyecektir. Onun taşıdığı iradeyi cesareti, bugünün Türkiye’sinde hep beraber Anadolunun her noktasına yaymak mecburiyetindeyiz, yaymalıyız. Çünkü, zamanın hızla değiştiği ve aktığı bir dönemdeyiz. Zaman kaybetmeye tahammülümüz yok, bugün maalesef Türkiye’deki demokrasi açığının bedelini, özellikle gençlerimiz ödüyor, özellikle kadınlarımız ödüyor. Ama birilerinin umurunda değil.  Allah’ın izniyle 14 Mayıs’ta onlar gidecek. Bu memlekette kimsenin kimseyi gönderme hakkı yok. İşte bu Halil İbrahim sofrasında herkese yer var. O nedenle gönlümüzü açacağız, kollarımızı açacağız ve birilerinin Türk milletine deli gömleği giydirme teşebbüslerine karşı ördüğü duvarları yıkıp atacağız” dedi.    “85 MİLYONUN CUMHURBAŞKANI OLACAĞIM” Ordu mitinginin kapanış konuşmasını yapan Cumhurbaşkanı Adayı Kılıçdaroğlu ise; “Söz verdim alınteri dökenin emeğinin karşılığını son kuruşuna kadar vereceğim. Fındık ne olursa olsun karşılığı 4 dolar eşittir Türk lirası olacak. Beşli çetenin yurt dışına götürdüğü paraları da biliyorum. 418 milyar doları 22 yılda götürdüler. 418 milyar doları getireceğim ve bu ülkenin halkına vereceğim. Beşli çetenin yanında uyuşturucu baronlarıyla da kol kola geziyorsun, ben onun da farkındayım. Benim için önemli olan bizim insanımızdır. Bizim insanımızın alın teridir ve onun kazanması lazım. İlk kez sandığa gidip oy kullanacak olan gençler bütün umudum, bu ülkenin geleceği size bağlı. Söz veriyorum, kamplaşma, kırınganlık olmayacak. Kucaklaşacağız. 85 milyonun Cumhurbaşkanı olacağım” dedi.