KANSER VAKALARI NEDEN ARTIYOR?

Sözlerine devam eden Coşkun; “Bundan sadece 15-20 yıl önce tüm dünyadaki ölüm nedenleri istatistiğinde kalp hastalıkları ilk sırada iken, bu gün ilk sırayı maalesef bir başka düşman kanserden ölümler almış durumda. Şanslıyız çünkü ülkemizde kanserden ölümler hala ikinci sırada ama belli ki çok yakın bir gelecekte bu konuda dünya ile aynı duruma gelme endişemiz var. Ölümün iyisi kötüsü olmaz, kalpten ölümler de bir tehlikedir ama , kanserden ölümlerin artmasında insanoğlunun çok büyük katkısı var. Tüm radyoaktif saçılmalar  kanser nedeni. Çernobil hala hatırımızda. Kanseri bir çok dış ve iç faktörler tetikleyebilmektedir. Yaşadığımız coğrafyanın şartları, cinsiyet, yaşın ilerlemesi, sosyoekonomik durum, mesleki özellikler, genetik yatkınlık gibi birçok faktör kanseri tetikleyebilmektedir. Yaşadığımız Coğrafya kanser için kader olabilir. Coğrafyanın etkisini mide kanserlerini daha çok Asya kıtasında, kolon kanserlerini de en çok Avrupa, Kanada (Kuzey Amerika kıtası) ve Avustralya’da görerek anlıyoruz. Coğrafya meme kanserlerinde de rol oynamaktadır. Meme kanserleri dünyada en çok kuzey Amerika kıtasında ve Avrupa kıtasında ve Avustralya’da görülmektedir. Ayrıca Arjantin’de de meme kanseri sıklığı fazladır. Cinsiyete göre de kanserler farklı sıklıkta görülürler. Erkeklerde en sık görülen kanser soluk borusu ve  akciğer kanserleridir. Erkekte görülen kanserlerin yarısından fazlasıdır. Erkekte ikinci sıklıkta görülen , hatta erkekte görülen kanserlerin üçte birini oluşturan kanser ise prostat kanserleridir. Kadında ise ilk sırada meme kanserleri, ikinci sıklıkta ise tiroid kanserleri var. Her iki cinste de üçüncü sıklıkta görülen kanser kolon kanserleridir. Çevresel faktörler giderek doğallıktan daha çok uzaklaşarak, kanser zeminine kaymaktadır. Dünyada artan karbon oranı, plastik eşyaların kaybolmayışı tarımsal ve hayvansal gıdalardan soframıza kadar gelebilen ilaçlar, kimyasallar, güneşin artık zararlı hale gelen ışımaları, mesleki tehlikeler, sigara dumanı , alkol tüketiminin artması, biyolojik karsinojenler, obezite, fiziksel aktivitenin masa başına hapsedilmesi, az su içilmesi, viral enfeksiyonlar , kontrolsüz birden fazla eşle cinsellik deneyimleri (rahim ağzı kanseri açısından), hiç doğum yapmamış kadınların (meme, rahim ve yumurtalık kanserleri açısından) üzerindeki riskler, ve daha bir çok faktör, kansere ciddi oranda zemin hazırlayabilmektedir. Önlem için Yapılması gereken çok şey var aslında ama bunun için yaşam şeklimizi yeniden gözden geçirmeli ve zararlı öğeleri bertaraf etmenin çarelerine yönelmeliyiz. Cam bardak ile Bol su tüketip, daha fazla yürümeye çalışarak ilk adımı atabiliriz. Karton bardak veya plastik bardakları, özellikle sıcak içecek içmek istediğimizde  hayatımızdan çıkarabiliriz. Cam bardak en sağlıklısıdır. Sebze ve meyvenin hatta kırmızı olsun beyaz olsun etlerin her zaman en doğal ve organik olanlarına yönelebiliriz. Stresten uzak durup, boş zamanlarımızı yeşil alanlarda geçirebiliriz. Hayatımızda  sentetik ya ds doğal oranını ne kadar azaltabilirsek , o kadar oranda kendimizi de kanserden korumuş olabiliriz. Son olarak alabileceğimiz en iyi yöntem yaşantımızda hareket katmaktır mümkünse düzenli egzersiz programlarını hayatımıza ilave etmemiz gerekir bu şekilde hem obeziteyle mücadele etmiş oluruz hem de hareketin kanser gelişimini önleyici faydasından yararlanmış oluruz ayrıca obezite de kanser gelişiminde kolaylaştırıcı bir faktör olarak tüm dünyada kabul edilmektedir Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim ülkemizdeki kanser vakalarını tüm dünyadaki kanser vakalarıyla kıyasladığımızda ülkemizin coğrafyasının ve genlerimizin daha şanslı olduğunu söyleyebilirim çünkü ülkemiz dışındaki dünya coğrafyasına baktığımızda kanserlerin ülkemizden çok daha fazla oranda görülebildiğini belirtmek isterim özellikle bazı Avrupa ülkelerinde örneğin; İspanya, Portekiz gibi alkolün çok tüketildiği ülkelerde belli bir konuda kanser hastaneleri bile var. Pankreatik kanser hastanesi gibi” dedi.