“Kadın yaşamalıdır ki toplum yaşasın!”

Ordu Tabipler Odası Yönetim Kurulu adına bir açıklama yapan Ordu Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Ali Coşkun, ''2011’de İstanbul Sözleşmesi’ni ilk imzalayan 11 ülkeden biri olan Türkiye, 2014’de de sözleşmeyi yürürlüğe koymuştur. Sözleşmenin Ülkemizde yürürlüğe girişinin 6. yılını geride bıraktık. Ancak kadınlarımız adına ve Ülkemiz adına bu sevindirici öncü tavra rağmen, uygulamada önleme, koruma, uygun yasa yapma ve politika geliştirmekteki yetersizlikler nedeniyle, ülkemizde şiddet; özellikle kadına yönelik şiddet her geçen gün artmaktadır. Hekimler olarak diğer tüm sağlık çalışanları gibi, şiddetin toplumun tüm katmanlarında oluşturduğu fiziksel, psikolojik ve sosyal sonuçlarına tanıklık edip bu yaraları sarmaya çalışmaktayız. Ancak kadın sağlık çalışanları başta olmak üzere ne yazık ki biz hekimler de toplumda yükselen şiddet dalgasının mağduru olabilmekteyiz. Bu durumdan en çok kaygılanan meslek grubuyuz. Bu kötü gidişata dur demek adına elimizde başlangıç olarak en önemli yasal dayanak olan İstanbul Sözleşmesi’nden Türkiye’nin imzasını çekmesinin doğuracağı sonuçların, sözleşme yürürlükteyken dahi olup bitenlerden yola çıkarak daha vahim sonuçlar doğuracağını ısrarla belirtiyoruz. Hekim olarak toplumun bir kesimine yapılan şiddet ve yaşam ihlallerinin önlenmesi için yapılacak her çalışmanın biz hekimlere de sorumluluk yüklediğinin bilincindeyiz.  Eminiz ki kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddet ve aile içi şiddetin toplumumuzda geldiği noktadan kimse memnun değildir. Topluma mesaj olarak diyoruz ki : Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi neticesinde kadın, erkek ya da çocuk fark etmeksizin; cinsiyet, dil, din, ırk ve yönelimi ne olursa olsun toplumdaki tüm bireylerin şiddet karşısında korunmasız kalması ; şiddetin tüm aileyi ve toplumu içine alması ; ev içi her türlü şiddetin suç olmaktan çıkması ; ve şu anda öngöremediğimiz daha nice tehlikenin ortaya çıkıp, toplumumuzu kaos ve huzursuzluk ortamına sürükleyebileceği endişemiz vardır. Bizler bu topraklarda yaşayan kadın hekimleri de olan bir meslek grubu olarak, kadınların yüzyıllardır süren eğitim – öğretim, eşitlik, özgürlük ve insan onuruna yakışır yaşam şartlarına sahip olma mücadelesinde ve dayanışmasında hep vardık. Kadın yada erkek meslektaşlarımızla sahada birlikte omuz omuza görev yapmaktayız. O nedenle elde edilen her türlü kadın hakkı, hele de bizim toplumumuzda çok kıymetlidir. Kazanımlarımızdan vazgeçmiyoruz, vazgeçmeyeceğiz.  Ülke olarak da vazgeçmemeliyiz'' dedi.