Adıgüzel'den çarpıcı açıklamalar

Adıgüzel, "Daha önce çokça ihalesi hazırlandığı halde gizli bir elin engel olduğu Ordu Devlet ek hizmet binası ve Ordu Yeni Şehir Hastanesi projeleri var. Tıpkı diğer alanlarda olduğu gibi sağlık alanında da insanımız iktidar partisi içindeki pozisyon ve rant kavgasının kurbanı olmuştur. Şimdi 18 sene sonra nihayet bir hastane ihalesine çıkılıyor. Ama bakana göre 1000 yataklı, bürokratlara göre 900 vekile göre 800. Hangisi? Bakalım altında ne yatıyor, göreceğiz. Hükümetin sağlık giderlerini azaltmak için pandemiyi bahane ederek, normal sağlık hizmetini acil vakalar ile sınırlandırdığını iddia eden Adıgüzel şunları vurguladı: “Vakaların ilk çıktığı Çin’de hızlıca büyük hastaneler yapıldı. Avrupa’da da böyle… Ancak Türkiye’de bir iki yetersiz örnekten sonra bu iş durdu. Hükümet mevcut hasta odalarını Covid servis ve yoğun bakım ünitelerine çevirmeyi yeğledi. Diğer hasta gruplarının sağlık hizmeti alacağı bir alan kalmadı. Zaten acil dışında diğer vakalarda hizmet verilmeyeceği yer yer açıklandı. Şu anda Covid den daha fazla, normal kontrolüne gidemediği ve kronik süregen hastalığı takip edilmediği için ölen insan var. 65 Yaşın üstü eve tıkıldı. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir uygulama yok. O yüzden ilerde bu salgın 65 yaş salgını olarak anılacak. Resmen insanlara eziyet ediliyor. Tıbbi hiçbir gerekçesi yok. Hükümetin normal sağlık hizmetlerini rafa kaldırmasında kafasında şöyle bir şey var: pandemiyi bahane ederek sağlık harcamalarını kısmak. Sonuçta çok ciddi maliyetleri olan beyin cerrahi, ortopedi, kalp ameliyatları gibi hizmetler şu anda yapılmıyor. Covid’i tedavi etmek hükümet için, diğer hastaları tedavi etmekten daha ucuz. Mevcut tüm hastaneleri Covid hastanesine çevirerek bunu bile fırsata dönüştürdüler. Ordu ilinde sağlık hizmetinde yetersizliğini daha önce defalarca vurguladık. Tüm AKP iktidarı boyunca Ordu merkeze sağlık alanında tek çivi çakılmamış, tek ilave yatak tesis edilmemiştir. Şimdi pandemide yoğun bakım yatağı, normal hasta yatağı için artık sıra oluşturulmuş durumda. Gelinen noktada Ordu merkez Türkiye’de sağlıkta hiç yatırım almayan tek il konumundadır. Mevcut hastaneleri ile pandemiye direnmeye çalışırken hergün birçok tanıdığımız insan hayata veda ediyor. Pandemiden ayrı olarak takipli kronik hastalığı olan birçok insan sağlık hizmeti akacak poliklinik ya da hastaneden yoksun kaldı. Endişe içinde evinde bekliyor. Bu insanlar kendi mevcut hastalığının ya da pandeminin hedefi halinde. Benim insanım şu rahatlığı ve güveni hissedemedi; her durumda gidebileceğim bir hastane var ve eksiksiz hizmet alırım. Bu güven yok artık. Eğer bir ülkede bir toplumda bu yok ise, orada sosyal devlet bitmiştir.”