ZEYNEP ÖĞRETMEN ENGEL TANIMIYOR

Görme engeline rağmen büyük bir azim gösteren Zeynep Yılmaz, 2009 yılında üniversiteden mezun olduktan sonra iş hayatında da engel tanımadı ve yaşama sevinci ve azmiyle birçok kişiye ilham kaynağı oldu. Altınordu Başöğretmen Ortaokulunda Türkçe öğretmenliği yapan ve doğuştan konjenital glokom hastalığına bağlı olarak görme engelli olan Zeynep Öğretmen, ''Çocukken 2 metre mesafeden parmak sayabiliyordum ama şimdi sadece ışık ve renkleri görebiliyorum. Bu hastalık maalesef ilerlemeye müsait bir rahatsızlık'' dedi. Hiçbir zaman hayata küsmediğini ifade eden Yılmaz, her zaman yaşama sevinciyle ve neşeyle dolu biri olduğunu belirterek, sözlerine şöyle devam etti; ''Görme engelimi hiçbir zaman kafama takmadım ve elimden geldiğince mücadele ederek mutlu yaşamaya çalıştım. Her zaman daha mutlu olmak için gayret gösterdim. Beni mutlu edecek şeylerin peşinden gittim. Örneğin, bir dönem oyunculuk yaptım. Şu an zaten öğretmenlik yapıyorum. Çocuklarla beraber olmak beni gerçekten çok mutlu ediyor. Bir taraftan yüzüyorum, yüzmek de bana gerçekten çok iyi geliyor. Özetlersek eğer; küçük şeylerden büyük mutluluklar çıkarabiliyorum. Hala oyuncaklarla oynayabiliyorum ve insan gerçekten isterse eğer etrafımızda bizi mutlu edecek çok fazla şey var. Yaşamak gerçekten çok güzel, insan elindekiyle yani sahip olduğu şeylerle mutlu olmayı öğrenebilmeli. Gülmek için vücudumuzun bütün uzuvlarının eksiksiz olmasına gerek yok. Mutlu olmak için mükemmel olmamız gerekmiyor. Hayatta keşkeleri bir köşeye bırakmak gerekiyor. Çünkü keşke diyerek kimse mutlu bir yaşam süremez. Her şeye rağmen mutlu olmalıyız'' dedi. 

''Çocukların sevgisi beni mutlu ediyor''

Öğrencileriyle arkadaş gibi olduklarını ifade eden Yılmaz, ''Çocuklar büyüklere nazaran daha kolay çalışılabilen bir grup. Çocukların bir kere önyargıları yok. Sizi olduğunuz gibi kabul edebiliyorlar. Eğer bir şey hoşlarına gidiyorsa ya da gitmiyorsa bunu olduğu gibi söylüyorlar. Çocuklar büyükler gibi değil, onlarda yalan ve riya yok. Ders saatlerinin dışında teneffüs ve öğle aralarında bile öğrencilerimle bol bol zaman geçiriyorum. Sevildiğimi gerçekten hissediyorum. Çocuklarla aramızda bir uzaklık yok, aksine onlarla çok yakınım. Her gün bir sürü öğrencim beni kucaklıyor, beni çok sevdiklerini söylüyorlar. Bu gerçekten kelimelerle anlatılamayacak kadar güzel bir duygu'' dedi.   ''İnsanlar daha duyarlı olmalı''   Görme engelli bireyler olarak kaldırımlara park eden araçlardan son derece şikayetçi olduklarını ifade eden Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti; ''Kaldırımlara ve kılavuz çizgilerine park eden araçlar bizleri gerçekten çok zor durumda bırakıyor. Bu konuda daha duyarlı olmalıyız'' dedi.    ''Rehber köpeklere ihtiyacımız var''   Bizim ülkemizde rehber köpek kültürü pek yok diyen Yılmaz; ''Bildiğim kadarıyla Türkiye'de sadece 4 tane eğitimli rehber köpek var. Rehber köpekler, görme engelliler için çok önemli aslında. Benim de bir rehber köpeğim olsun isterdim. Rehber köpek için sırada bekleyen 250 kişi var ve ben 200'üncü sıradayım ve bana sıra gelmesi çok uzun bir süreç'' dedi.    Özel Haber: Emrah Gemicioğlu