Altınordu'da yük taşıyarak ekmek parası kazanan bir vatandaşla hamallık mesleğinin zorlukları hakkında konuştuk. Yük değil dert taşıyoruz aslında diyen vatandaş sözlerine şöyle devam etti, ''Gençken bu işi yapmak daha kolaydı. Yaşlandıkça bu işi yapmak daha zor bir hal alıyor. 1 yaşındaki arabayla 20 yaşındaki araba bir olur mu hiç, işte o hesap. Neredeyse 55 yaşıma geldim. Bu yaştan sonra bu işi yapmamam lazım ama ne yaparsın. Etraf çok zor, piyasada iş yok. Üniversite mezunları bile iş bulamıyor. Ben bu yaştan sonra ne iş yaparım. Yük taşıyarak iyi kötü ekmek paramızı kazanıyoruz en azından. Buna da şükür ne diyelim. Yaşlansak bile elimiz ayağımız tutuyor en azından, kimseye muhtaç değiliz. Her işin kendine göre zorlukları vardır ama hamallık başka bir zor. Özellikle belli bir yaştan sonra bazı şeyler insanın ağırına gidiyor. Yükün ağırlığı değil de hayatın bu yükü zorumuza gidiyor. Keşke gençken okusaydım ve daha güzel bir mesleğim olsaydı. Gençler zamanlarını boşa harcamasın ve gelecekleri için çok çalışsınlar. Bazı şeyleri anlıyorsun ama biraz geç oluyor. Benim de çocuklarım var, onları okutmak için elimden geleni yapıyorum. Zaten gençler artık bu işi yapmıyorlar. Bu işi yapan kişi sayısı eskiden çoktu ama artık sayımız çok azaldı. İlerleyen zamanlarda belki de bu işi yapan hiç olmayacak. Ne iş yaparsan yap, doğru ve dürüst bir şekilde helal ekmek kazanmaktır önemli olan. Ben de zor olsa da rızkımı bu şekilde çıkarıyorum. Elim ayağım tuttukça bu işi yapmaya devam edeceğim'' dedi. Haber: Emrah Karakuş