“VAZGEÇMEYECEĞİZ!”

Baro adına açıklamalarda bulunanan Ordu Barosu Başkan Yardımcısı Av. Arif Çelik, ''Mesleğimiz hakkında bizim hiç istemediğimiz şekilde düzenlenen avukatlık yasa tasarısına karşı 78 Baro olarak 03.07.2020 tarihinde Ankara’da buluşmaya karar vermiştik. Bu büyük buluşmamızı Ankara Valiliği pandemiyi gerekçe göstererek engelledi. Ankara’da pandemi sayısı arttı ve bu nedenle toplanmak yasak denildi'' ifadelerini kullandı. Bizi siyaset yapmakla suçlayanlar pandemiyi bile nasıl siyasete alet ediyorlar görüyorsunuz diyen Çelik, sözlerine şöyle devam etti; ''Biz hukukçuyuz ve her ne kadar bunun siyasi bir karar olduğunu bilsek de biz yine yasaya uygun davranacağız. Bu duruşumuz yasakçı ve baskıcı zihniyete boyun eğdiğimiz anlamına gelmesin. 80 baro olarak söyledik, yine söylüyoruz; biz bölünmek istemiyoruz! Siyasi, dini, etnik ve ideolojik fikirlere göre gruplaşmak istemiyoruz. Biz, sosyal ve siyasi duruşu, hayata bakışı farklı da olsa hukukun üstünlüğü, adaletin bağımsızlığı ve tarafsızlığı inancıyla ortak paydada buluşan avukatlarız! Biriz, beraberiz! Biz kimsenin yandaşı da değiliz kimseye muhalif de değiliz. Hukuktan başka siyasetimiz de olmadı. Geçmiş dönemlerde aynı zihniyetle hakim ve savcılar için yapılan düzenlemelerin yargı sistemini nasıl zehirlediğini gördük ve bu zehrin topluma ve ülkemize neler yaşattığını acı şekilde tecrübe ettik. Toplumun her bireyinin doğrudan ya da dolaylı olarak birkez daha bu zehre maruz kalmasına izin vermeyeceğiz. Biz vazgeçmeyeceğiz!'' dedi.   ''Son söz!'' Çelik; ''Savunmadan hiç hazzetmediniz, biliyoruz. İlk fırsatta kapılarınızı ayırdınız, sonra susturmaya çalıştınız. Olmayınca, duruşma salonlarından atmaya; olmayınca, tutuklamaya; olmayınca, hastanelere göndermeye çalıştınız avukatlığı hastalık derecesinde sahipleniyorlar diye. Olmayınca, hukuksuz yargılamalarla on yıllarca ceza vermek yolunu seçtiniz. Şimdi de teslim alamadığınız baroları parçalayarak, cübbelerimize ilik açmaya, düğme dikmeye çalışıyorsunuz. İstiyorsunuz ki, yargının son ayağı da iktidara bağlansın. İstiyorsunuz ki, herkes sussun. İstiyorsunuz ki, bu karanlık böyle sürsün. Sizden öncekilere de söylemiştik duruşma salonlarında; şimdi size de aynı şeyleri söylüyoruz. Bu projenin eski sahiplerinin yakalandıklarında ilk sözlerinin 'avukatımı istiyorum' olduğunu hiç hatırınızdan çıkarmayın. Unutmayın;  tarih aydınlık için, umut için, insanlık için mucadele edenleri, umudu savunanları yazar. 'Bu barolar artık çok oldu' diyorsunuz ya; siz yargıyı bağımlı kıldıkça, hukuku yok saydıkça, adaleti unuttukça, insan haklarını ayaklar altına almaya devam ettikçe;  biz de 'çok' olmaya devam edeceğiz. Siz çocuk istismarına, kadına şiddete, kadın cinayetlerine, doğanın talan edilmesine sessiz kaldıkça; biz barolar da 'çok' olmaya devam edeceğiz. Bu ülkenin baro başkanlarının adalet adımlarına çelme takmaya çalıştığınızda da çok olmaya devam edeceğiz. Baroları bölmeye, susturmaya yönelik tasarı yasalaşırsa, “daha çok” olmayı sürdüreceğiz. Çünkü bu ülkede avukatlar var. Aydınlığı onlar temsil ediyor. Özgürlüğü onlar, hukuk devleti ve demokrasi adına ne varsa onlar temsil ediyor. Onlar; bütün baskılara, tehditlere, gözdağlarına, yargılamalara rağmen susmayanlar, güce biat etmeyenler, vazgeçmeyenler, özgürlükler için bedel ödeyenler. Ne yurttaşın sesinin kısılmasına izin verecekler, ne de karanlığınızın sürgit devam etmesine'' ifadelerini kullandı.