Sağra, üreticilerin örgütü olarak tarım-fındık politikalarının yeniden değerlendirilip üretici lehine adımlar atılması gerektiği sürekli dillendirdikleri belirterek, “Fındık politikasını fiyat belirleme üzerinden daraltılmasını doğru bulmuyoruz. Fındığın pazar fiyatı en son ele alınacak bir durumdur. Üretimden pazarlamaya, kalitenin artırılmasından üreticinin örgütlemesine kadar bir bütün olarak değerlendirilmesi gereken sorun her yıl yenilenerek fiyat üzerinde yoğunlaştırılıyor. Tartışılması gereken konular içinde fiyat önemli ama tek konu değil. Üretici hasada başlıyor, devletin ne yapacağı ya da yapmayacağı belli değil. Bu da demektir ki, piyasa yeniden yerli ve yabancı tekellere bırakılmak isteniyor.” dedi.
Fındık en az 18 TL olmalı
Fındık fiyatının belirlenme yöntemini de eleştiren Sağra, “Üretici köylü üretiyor fiyatı alıcı olan yerli ve yabancı fındık tekelleri belirliyor. Bu, kabul edilemez. Ürünün fiyatını belirleyen üreten olmalı. Üretici örgütleri olan sendika, dernek, oda temsilcileri fiyat belirleme komisyonlarında yer almalıdır. Fındığın maliyetini en iyi bilen üreticidir. Maliyet masa başında değil, üretim alalarında belirlenir. Fındığa yapılan maliyeti yaklaşık 12-13 TL arasında olduğundan fındığın fiyatı en az 18 TL olmalıdır. Dövizdeki artış ve yeni zamlar düşünüldüğünde bunun bile yeterli olmadığı anlaşılacaktır.” dedi.
Tarım politikası tamamen değişmeli
Üreticilerin her yıl fiyat tartışmalarından bıktığını söyleyen Sağra, “Fındıkta günübirlik politikalarla üretici mağdur ediliyor. Fındıkta kısa-orta ve uzun vadeli politikalar geliştirilmeli. Kısa vadeli politika bu yıl için üreticileri memnun eden bir fiyatla devletin fındık almasıdır. Orta vadeli politika da uzun vadeli politikaların uygulanması sürecine kadar üreticileri desteklenmesi politikalarıdır. Orta vade politikasında üreticinin fındığını devlet alma garantisi vermeli, tarıma destek yüzde bir hakkı kullandırılmalıdır. Orta vadeden uzun vadeli politikaya geçiş sürecinde bahçelerin gençleştirilmesi de dahildir. Uzun vadeli tarım politikasında üreticilerin örgütlerinin taraf olduğu, kooperatifleşmenin tamamlanarak yeni politikaların uygulandığı dönemdir. Buna orta vadeli politikanın uygulanma aşamasında tartışılarak son şekli verilmelidir. Yani ülke tarımı ve üreticisinin çıkarları belirleyici olmalıdır.” dedi.
Üretici birlik olmalı
“Üreticilerin emeği ve ürününe fiyat verilirken ırkına, siyasi düşüncesine, mezhebine bakılmıyor” diyen Sağra, “ Üreticiler arasında ayrım yapılmıyor. Herkesin emeğini ve ürününü ucuza kapatmak istiyorlar. Bu durumda üretici de çıkarı için bir araya gelip ortak hareket etmelidir. Bunun yolu da Tüm Köy Sen’de örgütlenmektir. Üretici güçlü olması için sendikada örgütlenmekten baka çaresi yok.” diyerek üreticileri Tüm Köy Sen’de örgütlenmeye çağırdı.