TAM GRİP HAVASI!

Ordu'da aile hekimi olan Dr. Sefer Dilaver, ''Grip asıl olarak solunum yollarında yerleşen Influenza A, B ve C virüslerinin neden olduğu, yüksek ateş, yaygın kas ağrıları ve kırgınlık ile seyreden; toplumda aynı anda bir çok kişiyi hastalandırıp çok sayıda ölümlere yol açan, kolay yayılabildiğinden bilhassa kış mevsiminde salgınlar yapan bulaşıcı bir hastalıktır. Benzer yakınmalarla kendini belli eden ancak hastalığın daha hafif seyrettiği ve genellikle ayakta atlatılan nezle ve soğuk algınlığından farklı olarak grip, dünya çapında büyük salgınlara, toplu ölümlere, büyük oranda iş gücü kayıplarına yol açabilen ağır bir hastalıktır'' dedi. Grip nasıl bulaşır? Dr. Sefer Dilaver, ''Virüsü taşıyan hasta kişilerin solunum yolu sekresyonlarıyla ve bunlarla bulaşmış eşyalar vasıtasıyla yayılmaktadır. Çok kolay bulaşmakta ve hızla yayılmaktadır. Özellikle okullar, yurtlar, kahvehaneler, huzur evleri gibi kalabalık ve topluca yaşanan ortamlar hastalığın yayılmasında önemli rol oynar. Özellikle ağız ve burun akıntılarının bulaştığı ellerin temizlenmesi, öksürüp aksırırken ağız ve burunun damlacıklar çevreye sıçramayacak şekilde kapatılması hastalığın bulaşmasını azaltacaktır. Salgınlardan korunmak toplumda aktif yaşayanlar için çok zordur. Salgınlar sırasında ilk atakta genellikle arkadaşlarından mikrobu alan okul çocukları hastalanmakta bunu izleyen ikinci atakta ise çocuklarından mikrobu alan erişkinler hastalığa tutulmaktadır. Salgınlar genellikle 5-7 hafta dolaylarında kendiliğinden sınırlanmaktadır. Kuzey yarım kürede sıklıkla kış aylarında görülmektedir'' dedi. Gribin belirtileri nelerdir? Dr. Sefer Dilaver, ''Hastalık bulaşmayı takiben 1-3 günde üşüme, titreme, ateş, halsizlik, kırgınlık, iştahsızlık, boğaz ve baş ağrısı, yaygın kas ve eklem ağrıları, bulantı, genizde dolgunluk ve akıntı, gözlerde yanma kızarıklık, burun akıntısı gibi belirtilerle ortaya çıkar. Bulantı, kusma görülebilir. Peki bu belirtiler sadece grip hastalığında mı görülür, hayır. Nezle, farenjit, anjin, bademcik iltihabı, sinüzit, larenjit, bronşit, zatürree gibi bir çok solunum yolu enfeksiyonları sırasında benzer yakınmalar olabilir. Benzer şikayetlere neden olan diğer hastalıklardan ayrılması gerekir mi, evet. Bu çok önemlidir. Çünkü tedavi buna göre yapılacaktır. Örneğin; kriptik bir tonsillit olgusunda penisilin uygulanması mutlaka gerekli iken gripte bunun hiç faydası yoktur. Bu belirtiler ortaya çıktığında öncelikle bunlar gribe bağlı mı yoksa diğer hastalıklardan birisi olabilir mi? Bunun anlaşılması için hastanın bir hekim tarafından değerlendirilmesi uygun olur. Bu yapılmadığı taktirde bazen gereksiz yere zaman kaybedilmiş ve antibiyoterapiye geç kalınmış olur. Bilhassa belirtilerin şiddetli, ateşin çok yüksek olduğu ve hastanın genel durumunu bozup, beslenmesini, istirahatini engellediği hallerde ve ateşin 3-4 günlük istirahata rağmen düşmediği ya da düştükten bir iki gün sonra tekrar yükseldiği durumlarda hekime mutlaka başvurulmalıdır. Yaşlılar, kalp, akciğer, böbrek ve şeker hastaları ve vücut direncini bozan diğer süreğen hastalığı olanlar ise grip belirtileri başlar başlamaz hekime başvurmalıdırlar'' dedi. Antibiyotik kullanılmalı mı? Dilaver, ''Grip için antibiyotik kullanılmaz ve faydasızdır. Ancak, griple karışan ve bazen griple birlikte ve ona bağlı ikincil olarak ortaya çıkan zatürree, kulak iltihabı, bademcik iltihabı gibi durumlar söz konusu ise antibiyotik kullanılmalıdır. Koruyucu olarak antibiyotik verilmeli midir. Hayır, herhangi bir bakteriyel iltihap olmadan koruyucu olsun diye griplilere antibiyotik verilmemelidir. Faydasız olduğu gibi dirençli bakterilerle iltihaplanmalara zemin hazırlayabilir. Grip hastalarında istirahat edilmesi, bol sıvı alınması, ağrı kesici ve ateş düşürücüler ile solunum yolu sekresyonlarını ve irritasyonunu giderici ilaçların kullanılmasıyla yakınmaların kontrolü mümkündür. Ancak, bilhassa çocuklarda aspirin kullanılmamalı diğer ateş düşürücüler tercih edilmelidir. İstirahat çok önemlidir. Bu hem hastanın daha kısa zamanda iyileşmesini ve tehlikeli, ölümcül komplikasyondan korunmasını temin eder; hem de etrafına hastalığı yaymasını önler. İstirahat sırasında kaybedilen iş günü, istirahat edilmediğinde görülebilecek komplikasyonlar ve diğer kişilere hastalığın bulaşmasıyla ortaya çıkan kayıplarla karşılaştırıldığında çok daha ekonomiktir. Hastaların izolasyonu gerekli değildir. Hastaların solunum sistemine ait akıntıları temizlenmeli ve ortamdan uzaklaştırılmalıdır'' dedi. Gribin korkulan  komplikasyonları nelerdir? Dr. Sefer Dilaver, ''Gribin en korkulan komplikasyonu, hastalığa ikincil olarak zatürre gelişmesidir. Ayrıca, bronşit, sinüzit, kulak iltihabı,  bademcik iltihabı ve ensefalit gibi komplikasyonlar da gelişebilir. Hastalığın ağır seyrettiği kişiler, yaşlı ve kronik hastalığı olanlar ve 3-5 günlük ateşli dönemin ardından düzelme periyoduna girip daha sonra tekrar ateşi yükselip hastalananlar mutlaka bu komplikasyonlar açısından bir hekim tarafından değerlendirilmelidirler'' dedi. Grip kimlerde ağır seyreder ve ölümcül olabilir? Dilaver, ''65 yaşın üzerinde yaşlı kişiler, kronik kalp, akciğer hastaları (astım, kronik bronşit, bronşektazi vb), şeker hastaları, bazı kan hastaları, bakım ve huzur evlerinde yaşayan ve kronik hastalığı olanlar ile devamlı aspirin kullanmak zorunda olan 6-18 ay arasındaki bebeklerdir.Bu kişiler hem hastalığa daha kolay yakalanırlar hem de hastalık bunlarda daha ağır ve ölümcül seyredebilir. Yaşlı ve kronik hastalığı olanlar grip olduklarında zeminde var olan hastalığın belirtilerinde bir alevlenme ve almakta olduğu tedaviye rağmen hastalığın kontrolden çıkması sık görülen bir durumdur'' dedi. Gripten nasıl korunabiliriz? Aile Hekimi Dr. Sefer Dilaver, ''Gripten korunmak için düzenli yaşamak, uyku ve dengeli beslenmemizi ihmal etmemek, alkol ve sigara alışkanlığımızı sınırlamak ve eğer varsa zemindeki kronik şeker, kalp, akciğer hastalıklarımızın bakım ve tedavisini usulüne göre yapmaktır. Korunma amacıyla aşılar da geliştirilmiştir. Grip aşısı inaktive bir aşıdır. Tam hücre ve split tip (virusun bir kısmını yada antigenlerini içeren) olmak üzere iki tipi bulunmaktadır. Etkinlik açısından bu iki tipin bir farkı yoktur, ancak split tip aşı daha az ateşli reaksiyona neden olmakta, bu nedenle özellikle 12 yaş altındaki çocuklara önerilmektedir. Grip aşısı, her yıl Sonbahar aylarında piyasaya çıkmakta ve formülü her yıl yenilenmektedir. Aşı bir önceki yıl en çok salgın yapan üç virus suşunu içerir. Aşının koruyuculuğu değişkendir. Aşının hazırlandığı suş ile salgın yapan suş arasındaki antijenik farklılıklara ve uygulanan kişilerin immünolojik direncine göre koruyuculuk oranı yüzde 0 ile yüzde 80 arasında değişmektedir. Grip olmayı önlemese bile, hastalıktan dolayı hastanelere yatışı, zatürree ve ölüm gibi ağır komplikasyonların sıklığını azalttığı bildirilmektedir. Bazı çalışmalarda grip sonrası görülen zatürreeleri önlemede yüzde 50-60, ölümleri önlemede yüzden 80 etkin olduğu bildirilmiştir'' dedi. Haber: Emrah Karakuş