SU İÇMEK İÇİN SUSAMAYI BEKLEMEYİN !

Online Diyet Danışmanlığı yapan Ordulu Dyt. Gizem Ergözen; Su, canlıların hayatını sürdürebilmesi için gerekli olan ve bu sebeple hayati önem taşıyan, dünya üzerindeki en mucizevi maddedir diyerek sözlerine şöyle devam etti; ''Suyun canlılar üzerindeki özellikle de insan yaşamındaki önemi çok büyüktür. Su, sürekli geri dönüşüm geçiren insan vücudunun en önemli bileşenidir. Vücut suyu çözücü olarak diğer sıvılardan daha çok işlev görür. Vücut ısı dengesini sağlaması yanında, hücre hacmini de düzenlemektedir. İnsan vücudu büyük oranda sudan oluşmaktadır. Vücudumuzdaki su oranı yaşam sürecimiz boyunca değişim göstermektedir. Yeni doğan bir bebekte vücut ağırlığının yüzde 75’i sudan oluşmaktayken bu oran çocuklarda yüzde 70, yetişkinlerde yüzde 60 ve yaşlılarda yüzde 50 şeklindedir. Yetişkin bir insan, bir kısmı yiyeceklerden karşılanmak üzere günde 2-3 litre suya ihtiyaç duyar. İnsandaki su dengesi, susuzluk hissi ile büyük ölçüde düzenlenmiştir, su içme isteği önemli bir hayatta kalma içgüdüsüdür. Özellikle sporcularda egzersize bağlı dehidrasyonun egzersiz performansının azalmasına bağlı olduğu fark edilince su tüketiminin önemi daha da artmıştır. Günlük yaşamda ise yeterli hidrasyonun sağlanamaması, hem fizyolojik hem de ve psikolojik olarak çeşitli olumsuz sonuçlara yol açar. Yaşlılar üzerinde yapılan araştırmalar doğrultusunda 65 yaş üstü bireylerde akut veya kronik dehidratasyon, alzheimer hastalığı gibi daha ciddi ve kronik sağlık durumlarına sebep olabilir. Su biyolojik bir çözücüdür ve bu çözücü rolüyle vitaminlerin ve minerallerin hem vücutta taşınmasını, hem de çözülmesini sağlar'' dedi.   ''Su vücut sıcaklığının düzenlenmesinde çok önemli bir rol oynar'' Dyt. Gizem Ergözen; ''Derinin nemlenmesinde, toksinlerin atılmasında ve vücudun temizlenmesinde temel bir görev üstlenir. Böbreklerin çalışmasını kolaylaştırır. Kayganlaştırıcı bir madde olması nedeniyle birçok organın gerektiği gibi çalışmasını sağlar. Beynin yüzde 75’i sudur. Bu sebeple orta derecede susuz kalmak, baş ağrısı ve baş dönmesine yol açabilir. Özellikle yaz mevsiminde güneş çarpması gibi durumların önüne geçmek için su tüketiminize dikkat etmeniz gerekmektedir. Su nefes almak için oksijeni nemlendirdiği için rahat nefes alıp-vermek için yine günlük su tüketimi çok önemlidir. Vücut sıcaklığını düzenleyerek hipotermi, hipertermi gibi olumsuz durumlardan vücudu korur. Kanın yüzde 92’si sudur bu yüzden hücrelere besin ve oksijen taşınmasında suyun önemi büyüktür. Besinlerin enerjiye dönüşme siklusunda yardımcı olur. Kemiklerin yüzde 22’si, kasların yüzde 75’i sudur. Tüm bunlara ek olarak su, insan vücudundaki karbonhidratların, yağların tümünü, proteinlerin yarısını oluşturur. İnsan vücudundaki suyun yüzde 10'unu yitirirse, yaşamı tehlikeye girer. Gün içinde vücudumuzun kaybettiği suyu geri kazanmanın en sağlıklı yolu ve en önemli su kaynağı suyun kendisidir. Birçok sıvı ile vücut ihtiyacı karşılansa da suyun kendisi susuzluğu gidermesi ve vücut fonksiyonlarını düzenlemesi bakımından en sağlıklı yoldur. Su ihtiyacımızı karşılayacağı düşüncesiyle içilen kahve, çay, kola gibi içecekler; idrar söktürücü maddeler içerdiklerinden bunlar, içildiğinde vücuttan atılan idrar miktarının artmasına ve vücuttan su kaybına neden olurlar. Bu nedenle suyun yerini başka hiçbir içeceğin tutması mümkün değildir. Diğer sıvılar özellikle hazır ürünler size ek kalori olarak geri dönüş yapmanın yanı sıra kan şekerinizde düzensiz dalgalanmalara sebep olacaktır. Bu da gün içerisinde yiyip doymama, sürekli atıştırma isteğine sebep olacaktır'' dedi.   Kim ne kadar su içmeli? Dyt. Gizem Ergözen; ''Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA) normal aktivite ve sıcaklık koşullarında yetişkin bir kadın için günde 2 litre, yetişkin bir erkek için ise günde 2,5 litre su tüketimini önermektedir. EFSA, katı yiyecekler ile bu ihtiyacın sadece yüzde 20'sinin karşılanabileceğini söylemektedir. Çocuklarda ise 6-12 ay arasında günlük 150-500 mililitre, 1-3 yaş arasında 700-1500 mililitre, 4-8 yaş arasında 1000- 2000 mililitre , 9-12 yas arasında 1500-2000 mililitre , +12 yaş üstü ise 2000-3000 mililitre olması yeterlidir'' dedi. ''Maden suyu da su kadar önemli'' Dyt. Gizem Ergözen; ''Madensuyuna ayrı bir parantez açmak istiyorum. Özellikle yaz mevsiminde ter ile birlikte vücudumuzdan elektrolitleri kaybederiz. Elektrolit kaybı, sodyum-potasyum dengesinin bozulmasına, tansiyon düşmesine, baş ağrısına, yorgunluğa ve benzeri birçok sağlık sorununa sebep olabilir. Bunun için yaz aylarında doğal maden suyu hatta maden suyu ile karıştırılmış taze meyve suyu veya ayran en iyi seçimlerdir. Maden suyu dengeli mineral ve elektrolit desteği ile vazgeçilmezimiz olmalıdır. Günümüzde madensuyu ve soda aynı şeymiş gibi düşünülse de maden suyu ve soda aynı değildir. Soda içme suyu veya diğer tasfiye edilmiş sulara karbondioksit ilave ederek elde edilen yapay içeceğe verilen isimdir. Oysa ki maden suyu yerkabuğunun çeşitli derinliklerinde uygun jeolojik şartlarda doğal olarak oluşan ve minimum 60 yıla yayılan yolculuğu sırasında içeriğindeki mineralleri bünyesinde toplayan, kaynaktan yeryüzüne, kendiliğinden veya teknik usul ile çıkartılan doğal mineralli sulara denir. Maden suyu sindirim sistemi dostudur. Böbrekler,idrar yolları ve mideyi korur. Safra kesesi ve pankreas fonksiyonlarını destekler, kabızlığa da iyi gelir. En önemli faydalarından bir tanesi ise kemik yapısını güçlendirmesidir. Kalsiyum (kemikleri güçlendirir), Magnezyum (kalp ve damar sağlığı açısından önemli), Bikarbonat (mide ve sindirim sistemi için gerekli) ve florür (dişleri güçlendirir) Bunun yanı sıra diğer mineraller açısından da dengeli bir yapısı vardır. Bu yüzdendir ki günde 1 tane sade madensuyu tüketimi (herhangi bir mineral kısıtlamanız yok ise) sağlık açısından iyileştiricidir'' dedi. Haber: Emrah Karakuş