''SORUNLARIMIZ GİDERİLMELİ''

Türk Eğitim-Sen Ordu Şube Başkanı Ömer Okumuş; ''Yönetici atamalarındaki liyakatsizliğe son verilmesi, yönetici ve öğretmen atamalarında mülakatın kaldırılması, sözleşmeli öğretmen istihdamına son verilmesi, tüm öğretmenlerin kadrolu olarak atanması gerekir. Ayrıca öğretmen atamalarının yetersizliği, 2018 yılında 20 bin atamaya ilaveten ek 40 bin atama talebimiz, öğretmenlere getirilen performans değerlendirme sisteminden vazgeçilmesi rotasyon uygulamasına son verilmesi, MEB’de teftiş sisteminin yeniden yapılandırılması, yargı kararlarının uygulanmamasının doğurduğu olumsuz sonuçlar, memur, hizmetli ve diğer personeli ile ilgili görev tanımı sorunu, görevde yükselme sınavlarının en kısa sürede yapılması, mesai saatleri dışında yüklenen angarya işler, 40 yaş mağduriyeti, kariyer basamakları ile ilgili yeni yasal düzenlemenin gerçekleştirilmesi gerekiyor. Bunların yanı sıra zorunlu hizmet bölgelerinde görev yapan öğretmenlere Zorunlu Hizmet Tazminatı ödenmesi, nöbet görevi, özür grubu yer değiştirmeleri, sendikal tarafsızlık, alan değişikliği, okul öncesi öğretmenlerine teneffüs hakkı verilmesi, değerler eğitiminde okullarımıza ne idüğü grup, cemiyet, vakıf ya da dernekler adı altında yapılar girmesi, artırımlı hizmet puanı, KHK ile göreve iade edilenlerin hakları, ek derslerin vergiden muaf tutulması, öğretmenlere 3600 ek gösterge verilmesi, eğitim çalışanlarına yapılan şiddeti önceleyecek düzenlemeler yapılması gerekiyor. Eğitim-öğretime hazırlık ödeneğinin tüm eğitim çalışanlarına ödenmesi gerekir'' dedi. Eğitim hayatını sendika,vakıf, cemiyet görünümlü yapıların değil, MEB bürokrasisinin hakkaniyet ölçüsünde yönetmesi gerektiğini söyleyen Başkan Okumuş, uzun zamandır bu bozuk düzenin doğurduğu sonuçların MEB’de yaşandığını ve çalışanların huzursuz olduğunu belirtti. Okumuş; ''Sendikal ayrımcılığın önüne geçilmesi, daha objektif bir uygulamanın sağlanması için sözlü sınavdan vazgeçilmelidir. Sözlü sınav yerine daha objektif bir sınav sistemi olan yazılı sınav sisteminin benimsenmesi gerekmektedir” dedi. Sendikal tarafsızlık  önemlidir Sendikal tarafsızlığa da dikkat çeken Okumuş; “Eğitim  çalışanları, İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve eğitim kurumlarının yöneticileri tarafından  mensup olduğu Sendikalar bahane edilerek haksız uygulamalara maruz kalmakta, çalışanlar lehine verilen Mahkeme kararları dahi türlü bahanelerle uygulanmamaktadır. Bununla birlikte, kamu çalışanları, korkutulma ve üzerlerinde baskı kurulması suretiyle belirli bir sendikaya üye yapılmaya çalışılmaktadır. Kamu çalışanlarına uygulanan bu baskı, T.C. Anayasası’na aykırı olduğu gibi Türk Ceza Kanunu’na göre de açıkça suç teşkil edilmektedir. Bu noktada Bakanlığınızca sendikal ayrımcılığa neden olan tutum ve davranışların engellenmesi yolunda somut tavır alınmalıdır” dedi. 20 bin atamaya ilaveten ağustos ayında 40 bin ek atama daha yapılmalıdır Öğretmen atamalarının yetersizliğine dikkat çeken Okumuş; “Bakanlığımız 100 bin civarında öğretmen açığımız olduğunu belirtti. 2017-2018 Eğitim-Öğretim yılında 63 bin civarında ücretli öğretmen okullarımızda çalışmıştır. Yapılacak olan 20 bin öğretmen ataması yetersiz kalacağından Ağustos ayında 40 bin ek atama yapılması ilk etapta öğretmen ihtiyacını karşılama noktasında faydalı olacaktır” dedi.    Sözleşmeli öğretmenlerin eş durumu mağduriyeti giderilmelidir Sözleşmeli öğretmenlerin eş durumunu nedeniyle yaşadığı sorunlara da vurgu yapan Başkan Okumuş, ''Mazerete bağlı yer değişikliği işlemlerinde sözleşmeli öğretmenlere de hak tanınması ve kadro yetersizliğinden dolayı yer değişikliği yapamayacakları için mağdur olacak öğretmenlerimize il ilçe emri hakkı verilmesi gerekmektedir” dedi.   Sözleşmeli öğretmen istihdamından vazgeçilmelidir Ömer Okumuş; “Sözleşmeli öğretmen istihdamı ile amaçlanan kalkınmada öncelikli bölgelerdeki öğretmen ihtiyacının karşılanması ise, bu sorunun çözümü sözleşmeli öğretmen istihdamı yerine, Zorunlu Hizmet tazminatı gibi yöntemlerle bu bölgelerde çalışmayı cazip hale getirmek olmalıdır. Sözleşmeli öğretmenlik, çalışma barışını da bozmaktadır. Aynı öğretmenler odasında özlük hakları farklı öğretmenler oluşturulmaktadır. Bu yöntem geçmişte de denenmiş ve verim alınamadığı görülerek vazgeçilmiştir. Bu sebeple sözleşmeli öğretmen istihdamından derhal vazgeçilmelidir. Sözleşmeli öğretmenlerimizin tamamının kadroya geçirilmesi, kadroya geçiş süreci tamamlanana kadar kadrolu öğretmenlerin yararlandığı tüm mali ve özlük haklardan yararlandırılması gerekmektedir” diye konuştu.   Kamu personellerinin görev tanımları somut bir biçimde yapılmalıdır Okumuş;“Bulundukları hizmet sınıfının dışında ve sınıfı içinde derecesinin altında bir derecenin görevinde çalıştırılmaması hususuna dikkat edilmesi, amirlere bu konuda sınırsız takdir yetkisi bırakılmaması gerekmektedir” dedi.