ŞARBON NASIL BULAŞIR ?

Bilindiği üzere Türkiye’nin farklı yerlerinde şarbon vakalarına rastlandı ve birçok mahalle karantinaya alındı. Ordulu kasaplar ise, ülkenin birçok yerinde yaşanan şarbon hastalığı yüzünden şu an Ordu'ya dışarıdan et girmediğini belirtti. Ordu Üniversitesi Acil Tıp Anabilim Dalında görevli Yrd. Doç. Dr. Atakan Savrun ile şarbon hastalığı konusunda konuştuk, Türkiye gibi hayvancılığın yapıldığı ülkelerde bir halk sağlığı sorunu olarak şarbon hastalığı karşımıza çıkabilmektedir diyen Savrun, sözlerine şöyle devam etti; ''Şarbon, özellikle otçul hayvanları, sığır, koyun, keçi ve deve gibi Bacillus anthracis basili tarafından oluşturulan bir hastalıktır. İnsanlarda ise hastalıklı hayvan veya hayvansal ürünler ile temas veya bunların tüketilmesi ile ortaya çıkabilmektedir'' dedi.    3 TİP ŞARBON HASTALIĞI VAR Yrd. Doç. Dr. Atakan Savrun; ''Etkenin giriş bölgesine göre hastalığın, deri şarbonu, gastrointestinal(sindirim sistemi) şarbonu ve akciğer şarbonu olmak üzere 3 klinik formu vardır. En sık formu ise yaklaşık yüzde 95 oranında görülen deri şarbonudur'' dedi. Sözlerini sürdüren Savrun; ''Şarbonun en sık bulaşma şekli, hastalıklı hayvanların kesilmesi ya da derisinin yüzülmesi sırasında, vücudun açık bölgelerinde özellikle kişini el ve ayak bölgelerinde herhangi bir sıyrık veya kesikten basilin alınması ile olmaktadır. Ayrıca mikropla enfekte olan hayvanların derisi, eti ve yünüyle doğrudan temas, infekte etlerin yenmesi veya sporların inhale edilmesi sonucu da bulaşabilmektedir. Şarbon hastalığı genellikle kasaplarda, veteriner hekimlerde ve hayvancılıkla uğraşanlarda sık görülmektedir'' dedi.   NASIL TANI KONULUR? Şarbon basilinin vücuda alınmasından yaklaşık 2-7 gün sonra ortaya çıkar diyen Yrd. Doç. Dr. Savrun, ''Deri şarbonu, şarbon basilinin, derideki sıyrıklardan ya da cilt bütünlüğünü bozan herhangi bir sebeplerden dolayı vücuda girmesi ile oluşur. İlk başta kızarık ve kaşıntılı iken giderek ortası siyah görünümlü lezyon haline döner. Halk arasında çoban çıbanı ismiyle de anılır. Gastrointestinal (sindirim sistemi) şarbonunda ise; Hastalığın bulguları çok spesifik değildir. Bulantı kusma, iştahsızlık, ateş gibi belirtilerle kendini belli eder. İlerleyen dönemlerde kanlı kusma ve kanlı ishale görülebilir. Hastalığın erken tanı alınıp, yeterli tedavisi yapılmazsa ve hastanın ek hastalıkları varsa şok tablosuna ilerleyebilir, ama bu tablo nadiren görülür. Akciğer şarbonu ise hastalık etkeninin solunması ile bulaşır. Ateş, halsizlik, kırgınlık, soğuk algınlığına benzeyen belirtilerle başlar. Yüksek ateş ve titremeler görülür. Birkaç gün sonra ağır solunum güçlüğü ve şok gelişebilir'' dedi.    TEDAVİSİ VAR MIDIR? Yrd. Doç. Dr. Savrun; ''Şarbon tedavisi olan bir hastalıktır. Tedavisinde özellikle penisilin grubu antibiyotikler etkindir. Ayrıca siprofloksasin ve doksisiklin grubu antibiyotiklerle de tedavi edilebilmektedir'' dedi.   ŞARBONDAN KORUNMA YOLLARI NELERDİR ? Şarbon tanısı alan ya da şüphesi olan hayvanların asla kesilmemesi, onlardan elde edilen hayvansal ürünler kullanılmamalıdır diyen Yrd. Doç. Dr. Savrun, sözlerine şöyle devam etti; ''Hayvansal ürünlerin iyice pişirildikten sonra yenmesi, hayvan üreticiliğinin denetlenmesi, kontrolsüz hayvan kesimlerinin önlenmesi ve   aşılamalarının düzenli bir şekilde yapılması gerekmektedir. Hastalığın çıktığı bölgelerde hayvanlarda karantina uygulanması ve şarbon nedeniyle ölen hayvanların 2 metreden fazla derinliğe gömülmesi gibi önlemlerin uygulanması gerekmektedir. Şarbon tanısı alan ya da şüphesi olan hayvanların ahırlarının ve nakil vasıtaları temizlenmeli ve dezenfekte edilmelidir. Şarbon şüphesi ile müşahede ve karantina süresi sona ermeden hayvanlar kesilmemeli ve etleri tüketilmemelidir'' ifadesini kullandı.      Haber: Emrah Karakuş