SADECE RAMAZANDA SATILIYOR

Yeni Fidangör'de bir tatlı dükkanında çalışan tatlı ustası Mustafa Çapan, Ramazan Ayı boyunca güllaç satışları iyi oluyor ama Ramazan Ayı bitince kimse güllaç almıyor diyerek sözlerine şöyle devam etti, ''Yaklaşık 10 yıldır tatlıcılık yapıyorum. Ramazan Ayı gelince en çok aranan tatlılardan biri olan ve iftar sofralarının baş tacı edilen güllaç, Ramazan Ayı bitince hiç tüketilmiyor. Güllaç tatlısı Ramazanda ismi sıkça anılan ve en çok tüketilen tatlıların başında geliyor. Ramazanla özdeşleşmiş bir tatlı türü olan güllaç, Ramazan Ayı bitince unutuluyor diyebilirim. Fiyat olarak diğer tatlı çeşitlerinden çok da farkı yok, pahallı bir tatlı değil aslında kilosu 18 lira. Güllaç, sadece Ramazanda satılıyor. Ramazandan sonra Ordu'da güllaç alan olmuyor'' dedi.   ''En Çok Lokma Satılıyor'' Yeni Fidangör'de bir tatlı dükkanında çalışan tatlı ustası Mustafa Çapan, ''Hem Ramazan Ayında hem de diğer günlerde en çok rağbet gören tatlı çeşidi İzmir Lokması oluyor diyebilirim. Kilosu 10 lira olan bu lokma en çok sattığımız tatlıların başında geliyor. Ayrıca tulumba tatlısı ve baklava da en çok satılan tatlılardan biri. Özellikle davet ve düğün gibi özel günlerde en çok aranan ve rağbet edilen tatlı İzmir Lokması oluyor diyebilirim. İzmir Lokmasının bu kadar çok sevilmesinin sebebi hem lezzetli, hem hafif hem de ucuz olması diye düşünüyorum. Güllaç da Ramazanda çok satılıyor ama dediğim gibi Ramazan bitince güllaç işi de bitiyor'' dedi. ''Güllacın Tarihçesi'' Tarih kitaplarında 15. yüzyılın ortalarına kadar Osmanlı’da halk, mısır nişastasından yufkalar açar ve bu yufkaları saklarmış ve bu yufkalar havayla temas halinde olduğu için zamanla kururmuş diye bahsediliyor. Halk da kuruyan bu yufkaları süt ve şekerle ıslatıp yermiş. Zamanla içine gül suyunun eklenmesiyle “güllü aş” ismini almış. İlerleyen zamanda tatlının adı “güllaç”a dönüşmüştür. Tarih kitaplarından edinilen bilgiye göre güllaç saraya ilk kez 1489’da girmiştir. Kastamonulu Ali Usta’nın, elinde kalan kuru yufkaları, saray görevlilerinin Kastamonu gezisi sırasında şekerli sütle ıslatıp ikram etmesiyle Osmanlı sarayına girmiş ve sarayın gözbebeği olmuştur. Ali Usta bir ferman ile saraya getirilmiş ve Tatlıcıbaşı yapılmıştır. Osmanlı sarayının sofralarından eksik edilmeyen güllaç tatlısının yaprakları Osmanlı döneminde kömür ocaklarında sac tavalarda yapılırmış. Kamıştan yapılan sırt küfeleriyle de paşa konaklarına taşınmıştır. Bazı kaynaklarda Kanuni Sultan Süleyman’ın çocukları için düzenlediği sünnet törenlerinde de güllaç  ikram ettiği de yer alır. 100 gramında yaklaşık 150 kalori bulunmaktadır. Kalorisi düşük olan bu tatlı, aynı zamanda çok da sağlıklıdır. Uzmanlar tatlının içerdiği B, E vitaminleri ve protein nedeniyle bağışıklık sistemini güçlendirdiğini, sakinleştirici ve stresi azaltıcı etkileri olduğunu ve oruçtan dolayı düşen kan şekerini dengeleyerek normal seviyeye getirdiğini belirtiyor. Haber:  Emrah Karakuş