''Ordu'da yaşayan 90 bin engelliyi yok sayamazsınız''

TÜİK verilerine göre Türkiye’de 10 milyon engelli vatandaşın bulunduğunu ifade eden  Başkan İşbakan, engellilerin imkansızlıklardan dolayı sosyalleşemediğini, bu sebeple dışarıda iki tane engelliyi yan yana görmenin pek de mümkün olmadığını belirtti. 2008 yılı öncesi alınan engelli raporlarının bugün herhangi bir sebepten dolayı yenilenmesi gerektiğinde engellilik derecesinin bugünkü sisteme göre değişikliğe uğradığını söyleyen İşbakan, Örneğin yüzde 60 engelli sayılan vatandaşın derecesinin mevcut sisteme göre yüzde 30’a düşürüldüğünü ve bu durumun şu sonuçları doğurduğunu ifade etti. Oran yüzde 30’a düştüğü için engelli kişinin devletten daha önce aldığı kazanımlar faiziyle geri isteniyor diyen İşbakan; ''Sen devleti kandırdın deniyor. O zaman alınan engelli raporları da devlet hastanelerinden alındı. Sistemi değiştirip doktoru yönlendirirsen, doktor da sistem ve kurallara göre rapor verecek. O yeni kurallara göre de ben sakat sayılmıyorum ama ben sakatım. Benim ayağım yok, gözüm yok, kulağım yok. Geldi mi bunlar geriye? Gelmedi. O zaman ben mi sakatım, sistem mi sakat? Devlet, vatandaşının sorunlarını çözüp kolaylaştırmak yerine engelli insanı daha çok engelli duruma getiriyor” dedi.   ''Engellilerin yaşamı  kolaylaştırılmalı” 5378 sayılı yasanın 13. maddesinde “Engellinin yaşamını kolaylaştıran her türlü araç gereçten ÖTV, KDV, katılım payı alınmaz” ifadesinin bulunduğuna dikkat çeken İşbakan, maalesef felçlilerin kullandığı yürüme cihazının en ucuzunun 10 bin TL olduğunu söyledi. Buna rağmen devletin 5 yılda bir, tek tarafa 700 TL, her iki tarafa ise bin 200 TL ödeme yaptığını belirten İşbakan, arada devletin ödemediği 8 bin TL gibi bir fark bulunduğunu ve sosyal devletlerin, kendi yurttaşını bir başkasının sadakasına muhtaç etmemesi gerektiğini vurguladı. İşbakan; ''Engelli olabilirsin ama yoksulluk da işin içine girince ikinci bir engellilik yaşıyorsun. Normal bir insan yoksulsa çaresini bulabilme şansı oluyor. Ama engelli insan, parayla kendi yaşamını kolaylaştırabiliyor. Bu nedenle sosyal devletin görevini yapması lazım. 2022 ve evde bakım maaşında kişinin kendi maaşı kriter alınmalı hane halkının değil. 5378 nolu çıkarılan kanunun biran önce yürürlüğe girmesi çok acilen gerekiyor. Muayene ücretleri ve ilaç katkı payından muaf tutulmasını istiyoruz. YSK hala görme engelliler için oy pusulası uygulamış değil, onlarda seçme haklarını kendi öz iradeleriyle kullanmak istiyorlar. Ordu ilinde yaşayan 90 bin engelliyi yok sayamazsınız. Kaldırımlarda görme engelliler için yapılan sarı çizgide hala trafo, pano olduğunu görüyoruz. Kaldırım işgali esnaf tarafından devam etmekte. Engelli otoparkı işgal altında. Engelli rampaları hazır döküm olarak gayet kullanışlı ama yanlış işçilik ile amacın dışında monte edilmiş her biri. Toplu ulaşım araçlarında engelliler için demir rampa ya açılmıyor, ya şoför kendisi inmiyor. Engellilere dolmuşta yer kalmıyor. Ordu Kent Konseyi hala engelliler meclisi kurmadı. Ordu Büyükşehir Belediyesi hala engelliler koordinasyon merkezi kurmadı. Yürüyen merdivenli üstgeçit de asansör çok bozuluyor ve bakım yapan firma il dışından geldiği için çok uzun sürüyor bu da engellilerin karşıdan karşıya geçmelerini imkansız hale getiriyor. Şarz cihazları sadece neden sahilde? Şehir içinde ihtiyaç duyulmaz mı? Ayrıca neden bu kadar sık bozulur ve neden tamiri çok uzun sürer ve neden bakım yapan firma il dışından getirilir'' dedi.