ORDU’DA KUTLANAN ESKİ CUMHURİYET BAYRAMLARI ARTIK HATIRALARDA KALDI…

Bu sene  Cumhuriyetin 97. yılını büyük bir coşku ile kutluyoruz. Milli bayramlar, ülkemizin geçmişte kahramanlık destanlarını yazdığı o eski günleri hatırlatan birlik ve beraberliklerimizi pekiştiren Türk milletine has özel günleridir. Atatürk’ün, Kurtuluş Savaşını başlattığı ve Samsun’a ayak bastığı  19 Mayıs’tan, Türkiye Büyük Millet Meclisinin açıldığı 23 Nisan’a, oradan Kurtuluş savaşının kazanılan gün olarak ilan edilen 30 Ağustos’a ve son olarak Cumhuriyet’in ilan edildiği 29 Ekim gününe kadar çeşitli milli bayramlar Türk Milletine armağan edilmişti. **** Bu milli bayramlar içinde Cumhuriyet Bayramının her zaman özel bir yeri vardır.  Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet yönetimi ilan etmesinden bu yana tam 97 yıl geçti. 28 Ekim 1923 akşamı Atatürk yakın arkadaşlarını Çankaya’da yemeğe çağırmış, onlara , “Yarın Cumhuriyet’i ilan edeceğiz.”  Demişti.  29 Ekim 1923 günü Atatürk, milletvekilleri ile görüştükten sonra taslağı hazırlanan “Cumhuriyet önergesi” Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne verilmiş, Meclis ise önergeyi kabul etmişti. Böylece ülkemizde Cumhuriyet yönetimi kurulmuş,  Atatürk kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Cumhurbaşkanı olmuştu. Cumhuriyet’in ilanı yurtta sevinç ve coşku ile karşılanmıştı. **** Ülkede yaşayan tüm yurttaşların seçme ve seçilme hakkının olduğu bir yönetim şekli olan  Cumhuriyet rejiminde  halkın temsilcilerinin kabul ettiği yasalarla Türkiye yönetilmektedir. Cumhuriyet yönetiminde söz ulusundur. Cumhuriyet’i korumak, kollamak, yaşatmak her yurttaşın ödevidir. 1925’te çıkarılan resmi bir kararname ile 29 Ekim günü “Cumhuriyet Bayramı” kabul edilmiştir. Bu tarihten sonra Cumhuriyet Bayramı her yıl halkın katılımıyla çok parlak şekilde kutlanmaya başlanmıştır. **** Bu cümleden hareketle ve Cumhuriyet’in faziletlerine olan sarsılmaz bir inançla, 94 yıldır tüm ülkede olduğu gibi Ordu'da Cumhuriyet Bayramı için çok güzel törenler yapılmaktadır. Ama bizce eski Cumhuriyet bayramları daha anlamlı ve coşkulu olurdu.  Ordu’da yapılan çok eski  Cumhuriyet Bayramlarında tüm okullar, devlet daireleri ve askeri kışlalar, Mustafa Kemal’in resimleri ve Türk bayraklarıyla donatılırdı. Ordu’da milli bayramlar içinde en görkemli ve kapsamlı kutlamaların yapıldığı törenlerin başında Cumhuriyet bayramı gelirdi. **** Cumhuriyet bayramı çok farklı bir coşkuyla heyecanlı ve özel bir biçimde kutlanırdı. Bir gün önceden Ordu’daki tüm işyerlerine ve evlere bayraklar asılırdı. Erkekler bayramlık kıyafetlerini giyer, ayrıcalık ve statü simgesi olan kravatlarını ve şapkalarını takar, sokağa öyle çıkarlardı. Bayram programı belediye hoparlöründen okunur, tüm vatandaşların Millet Düzündeki kutlamalara davetli olduğu anons edilirdi. Gün içinde belediye hoparlöründen onuncu yıl marşı ve Atatürk’ün söylevlerinden pasajlar okunurdu. **** Ordu’da Cumhuriyet Bayramı bir zamanlar Millet düzünde gerçekleşirdi.  Protokolde Vali, Belediye Başkanı ve Askeri erkân ön safta bulunur, sonra sırayla daire müdürleri ve sivil toplum örgütleri gelirdi. Bayram töreni, İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlar, Vali, Belediye Başkanı olmak üzere devlet erkânı şapkalarını çıkartıp, başı açık ve onurlu bir şekilde milli marşa eşlik ederlerdi. **** Daha sonra o dönemin destansı şiirlerin okunmasına geçilirdi. Bayramlarda Devlet radyosu da boş durmaz,  milli marşlar çalar, halkı coştururdu. Cumhuriyet Bayramında halk coşkuyla  “Çok yaşa Gazi Mustafa Kemal Paşa,  Var olsun Cumhuriyetimiz” diye tezahüratlar yapar, sonra hep bir ağızdan onuncu yıl marşını söylenirdi.   **** Cumhuriyet bayramlarında, Ordu Millet Düzü meydanında “Halk kürsüleri” kurulurdu. Bu kürsülerde ismini daha önce il Kutlama Komisyonu’na yazdıran kişiler, Cumhuriyet ve İnkılap konularında konferanslar verirlerdi. Halkın Konferanslara ilgisini çekebilmek için günlük gazetelere verilen ilanlarla duyum yapılırdı. Cumhuriyet Bayramlarında  “Halk hatibi” olarak “ Ali Rıza Gürsoy, Namık Semih Mayda, Sıtkı Can, Mustafa Ergen, Rasim Akyol, Ahmet Hamdi” gibi birçok tanınmış simanın ateşli hitabeleri Ordu tarafından ilgiyle dinlenir, uzun uzun alkışlanırlardı. Şiir ve konuşmalardan sonra askerler ve okullar, protokolün önünden bandolarıyla resmigeçit yaparlar, peşinden resmi kurumların süslü arabalarıyla resmigeçit törenleri tamamlanırdı.  **** Cumhuriyet bayramı sabahında büyük küçük herkes sokaklara dökülür halkın topluca bulunduğu Ordu’nun en işlek caddeleri olan Sırrı paşa ve Süleyman Felek üzerinde toplanan ahali kemençeler davullar eşliğinde yöresel oyunlar oynardı. Ordu’nun her köşesinden gelen ünlü davul zurnacılar, kıvrak neşeli havalar çalıp, halkı coştururlardı. Özellikle Karadeniz’in engin dalgaları gibi kıyıyı döven sesler kıvrak yere sağlam basan ayaklardan etrafa yayılır, coşku tavan yapardı. Tanıdık tanımadık herkes birbiriyle el sıkışır bayramını kutlardı. **** Akşam ise fener alayları düzenlenir, bando konserleri verilir ve balolar düzenlenirdi. Bu balolarda devletin yüksek erkânı eşleri ile birlikte törene katılır, batılı giysiler ve batılı müzik eşliğinde danslar edilirdi. Ankara dışındaki illerde baloları “Cumhuriyet Halk Partisi” düzenlerdi. Tüm bu etkinlikler insanların içlerinden kendiliğinden gelen bağımsız, onurlu bir ulus olma sevinci ile hiçbir yerden izin almadan zorlamadan yapılan samimi kutlamalardı.  **** Eldeki bütün imkânlarla Cumhuriyet bayramına herkesin en içtenlikle katılımı sağlanırdı. Halk, Cumhuriyetin ne büyük bir fazilet olduğunu iyi biliyor, Atatürk'e inanıyor ve geleceğinden umutlu ve emin olarak, genç Türkiye Cumhuriyeti ile gurur duyuyordu. Ordu’da ne kadar esnaf odaları, köy temsilcileri, spor kulüpleri varsa Cumhuriyet bayramına gönülden iştirak ederler, daima büyük bir istekle bayramdaki yerlerini alırlardı. **** Bugün ise önemli olan Atatürk'le birlikte büyüklerimizin el ele kurdukları ve emanet ettikleri bu Cumhuriyete sahip çıkmamız ve değerini çok iyi bilmemiz gerekiyor. 97 yıldır Milli Bayram olarak kutlanan, o ihtişamlı Cumhuriyet Bayram günlerini ne yazık ki  arar hale geldik. Yaşlı kuşaklarımız “ Cumhuriyet Bayramları eskiden ne güzel kutlanırdı, o eski bayramları özler olduk” diye sitem ediyorlar. Gerçekten de yeni tip kutlamalarına, protokol icabı yapılan bayramlara da alışır olduk, öyle değil mi?