Tam normalleşme için ise hiç ölüm görülmemesi ve toplumda bağışıklık oranının yine nüfusa göre yüzde 70’lere ulaşması gerekmektedir diyen Coşkun; “Dünyada bütün ülkelerin sağlık politikaları bu yönde. Tabi bu , ülkenin nüfusuna göre çok değişiklik gösteriyor. Nüfusu Amerika gibi kalabalık, bizim gibi orta kalabalık, Yunanistan ve Hollanda gibi az kalabalık olan ülkeler var. Aşıya erişebilme başarısında nüfus yoğunluğu direk etken. Aşı üretebilmek direk etken. Söz Gelimi Almanya gibi orta kalabalık bir ülke aşı üreticisi olduğu halde , daha 25-30 gün öncesine kadar ikinci doz aşı yapma oranında bizden gerideydi. Biz yüzde 13 iken Almanya yüzde 11’di. Son zamanlarda aşıya ulaşabildiler ve son 20 günde yaptıkları yoğun aşılama atağıyla bizi bugün geçtiler. Biz bugün ikinci doz oranında yüzde 15 iken, Almanya yüzde 23 oldu. Aşağıda en son bilgileri derleyerek yaptığım tablo iyi incelenirse, ülkemizin aşı üreticisi konumda olmamasına rağmen, nüfusu nun Almanya ile aynı, diğer tüm Avrupa ülkelerinden daha kalabalık olmasına rağmen, Aşı bulma ve ikinci doz aşı uygulamada başarılı olduğu söylenebilir. Başarıyı ülkenin konumu, özellikleri ve şartlara göre değerlendirmek gerekir. Örneğin Yunanistan nüfusu çok küçük, 2 milyon ikinci doz aşı yapmış hemen yüzde 16’yı yakalamış, biz 12 milyon doz aşı yapmışız ama daha yüzde 15’deyiz.
Dolayısıyla ülkemize ve aşı tedarik eden makamlarımıza haksızlık etmeden, tedbirlere aynı ölçüde sarılarak, toplumun öncelikli hedef olan ikinci dozda yüzde 30 aşılanmasını beklemeliyiz. Bu durumda ölüm sayıları çok azalacaktır. Bu aşamadan sonra yüzde 70’e ulaşmak daha kolay olacaktır. Yasaklar ve kapanma ile ne karar çıkarsa çıksın, ölümler yok denecek kadar azalmadan asla tedbirleri gevşetmememeliyiz. Çift maske ve 2 metre mesafe ve el temizliği hayatımızın bir parçası olmaya uzun süre devam etmeli” dedi.