Ordu İl Müftüsü Mürsel Öztürk; ''Ramazan paylaşma ayıdır. Yoksulun halinden anlama ayıdır. Ramazan aylarında kişi başı verdiğimiz fitreler var. Fitrelerin en düşüğü 19 lira. Bunun yanı sıra yine zekatlarımız var ihtiyaç sahipleri ile paylaştığımız. Şimdi çoğumuz oruç tutuyoruz. İnsanlar akşama kadar aç ve susuz kalıyor. Her gün canı ne isterse alıp yeme içme imkanına sahip olan insanlar da durumu olmayan, istediğini yiyip içemeyen ihtiyaç sahibi insanlarımız gibi akşama kadar aynı duygularla oruç tutuyor. Bu yoksulun, garibanın halinden anlamak, onların ne şartlarda yaşadığını az da olsa hmektir. O yüzden ben akşama kadar aç susuz bekledim, iftar olunca sofradaki yiyeceklere hücum eder gibi yemek içmek, iftar sofrasını israfa çevirmek doğru bir davranış olmaz. Yani herkesin aynı seviyede, aynı oranda duyguları oluyor. Ramazanın çok güzel bir paylaşma ayı olma özelliği var. Bunu maddi ve manevi anlamda hoş bir şekilde yaşamak gerekiyor. Yoksul vatandaşlarımızın elinden tutmak, onlarla beraber aynı sofrada iftar yapmak, yanlarında olmak, gerek fitre ve zekatlarla gerek de diğer konularda yardımcı olmak bunlar hep Ramazan ayının o güzel özelliklerinden biri. Ramazan ayı paylaşmanın doruk noktasıdır. Bu yüzden bu değerlerimize sahip çıkmalı ve kaybetmemeliyiz. Bir aile reisi kendisinin ve çocuklarının yani evde beraber yaşadığı kişilerin fitresini vermek durumunda. En düşük 19 liradır. Ama bu 19 lira kişinin maddi durumuna göre değişir. Daha varlıklı olanlar bunu yükseltirler; 50-60-80-100 lira gibi verebilir kişi başına. 19 lira kısacası zengin olmayan ama kimseye de muhtaç olmayan bir kişinin vereceği fitredir. Durumu iyi olanlar daha yüksek fitreler verebilir. Fitre veren kişiler fitreleri kendi çocuklarına ve torunlarına veremez. Annesine, babasına ve dedesine veremez. Ama yoksul amca, teyze, hala, yenge ve kardeşine, kardeşinin çocuklarına verilebilir. Fitre gerçekten yoksul olan kişinin hakkıdır. Para aile dışına çıkmasın, yakınlarımıza verelim diye bir şey söz konusu değil. İhtiyaç sahibi kişilerin hakkıdır bu para. Ama çocuklarımız, babamız, dedemiz ve ninemiz dışında olan yakınlarımızdan başlamak daha güzeldir. Aynı şekilde zekat içinde aynı durum söz konusudur'' dedi.
2018 FİTRE MİKTARI NE KADAR ?
Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağlı Din İşleri Yüksek Kurulu, bu yılki Fitre'yi belirlerken bir kişinin asgari geçim tutarını hesapladı. Buna göre 2018 yılı Fitre tutarı 19 lira olarak belirlendi. Belirlenen bu miktarın, "asgari miktar" olduğu, fıtır sadakasında verilecek miktar konusunda bir üst sınır bulunmadığı ifade edildi.
FİTRE NEDİR ?
Fıtır sadakası, Ramazan Bayramı’na kavuşan ve temel ihtiyaçlarının dışında belli bir miktar mala sahip olan Müslümanların, kendileri ve bakmakla yükümlü oldukları kişiler için yerine getirmekle yükümlü oldukları mali bir
ibadettir. Halk arasında fitre denilen sadaka-i fıtır, Ramazan ayının sonuna yetişen ve aslî ihtiyaçlarından başka, artıcı olma ve üzerinden bir yıl geçme şartı aranmaksızın nisap miktarı mala sahip bulunan her Müslüman'ın vermesi vacip olan mali bir ibadettir. Fitre, insan fıtratındaki yardımlaşma ve dayanışmanın bir gereği olarak insan bedeninin zekâtı kabul edilmiştir. Bu nedenle fitreye, “can sadakası” veya “beden sadakası” da denilmektedir. Diğer taraftan fitre, yoksulların ihtiyaçlarının giderilmesinde, bayram gününün neşesinden onların da istifade etmelerinde önemli bir rol oynar.
FİTRE NE ZAMAN VERİLİR ?
Fıtır sadakasının vacip olma zamanı Ramazan bayramının birinci günü olmakla birlikte, bayramdan önce de verilebilir. Hatta bu daha faziletlidir. Bununla birlikte, bayram günü veya daha sonra da verilebilir. Ancak, bayram namazından önce verilmesi müstehap kabul edilmiştir.
FİTRE KİMLERE VERİLİR VE VERİLMEZ ?
Fıtır sadakası, kişinin bakmakla yükümlü olmadığı yoksul müslümanlara verilir. Fıtır sadakası ve oruç fidyesini vermek durumunda olan kimsenin bunlardan doğrudan ya da dolaylı olarak yararlanmaması esastır. Zekât için de aynı kural geçerlidir. Bu sebeple bir kimse zekâtını, fıtır sadakasını ve fidyesini kendi usûl ve fürûuna veremez. (Usûl, bir kimsenin anası, babası, dede ve nineleri; fürûu ise; çocukları, torunları ve onların çocuklarıdır.) Ayrıca eşler de birbirlerine zekât, fitre ve fidye veremez.
Haber: Emrah Karakuş