MAAŞLAR ERİDİ !

Açıklamasında yıllık enflasyonun yüzde 24,5’e yükselmesiyle memur maaş- larının son üç ayda yüzde 6,4 oranında eridiğine dikkat çeken Başkan Zengin, vatandaşların alım gücünde yaşanan düşüş durdurulmadığı müddetçe bu durumdan çıkmanın mümkün olmadığını ifade etti. Memur ve emekli maaşlarına acilen iyileştirme yapılması gerektiğini ifade eden Zengin,yerli üretimden alınan vergilerin düşürülmesi yoluyla ülkemizde üretilen ürünlerin desteklenmesi ve paramızın ülke içinde kalması gerektiğine vurgu yaptı. Zengin açıklamasında şu ifadelere yer verdi; “Eylül ayı enflasyon rakamları, ülkemizin nasıl bir pahalılıkla karşı karşıya kaldığının işareti oldu. TÜFE yalnızca eylül ayında yüzde 6,3 oranında artarken yıllık enflasyon da yüzde 24,5’e yükseldi. Eski adı toptan eşya fiyatları olan ÜFE’nin de yıllık yüzde 46,1’e çıkması, toptan eşya fiyatlarının önümüzdeki dönemde pera- kende fiyatlarına yansıyacak olması nedeniyle yüksek enflasyonlu dönemlere yeniden dönüş tehlikesini ortaya çıkardı. Hatırlanacağı gibi 2018 yılı için kamu görevlilerinin maaşlarına ocak ayında yüzde 4, Temmuz ayında da yüzde 3,5 zam yapılmış, temmuz ayında ayrıca yüzde 5,15 oranında enflasyon farkı ödemesi yapılmıştı. Böylelikle 2018 yılının tamamı için memur maaşları yüzde 13 oranında yükselmişti. Şu anda yılın ilk dokuz ayı itibarı ile enflasyon yüzde 19,37 oldu. Dolayısıyla memurların kayıpları şimdiden yüzde 6,4’e yükseldi. Bir tarafta maaşlar erir, alım gücü düşerken diğer tarafta bütün ürünlere fahiş oranda zam gelmesi vatandaşlarımızı alışveriş yapamaz, çarşıya pazara çıkamaz hale getirdi. Ekonomiyi asıl tehlikeye sokacak gelişme, yüksek enflasyondan ziyade alım gücündeki kayıplar nedeniyle piyasa çarklarının durması ve şirketlerin kapanmasıdır. Bu bakımdan yol yakınken gereken tedbirler alınmalı, vatandaşlarımızın alım gücü mutlak surette yükseltilmelidir. Hatırlanacağı gibi 1929 Büyük Dünya Krizi'ni oluşturan depresyonun ortaya çıkardığı işsizlik ve toplam talepteki yetersizlikleri gidermek amacıyla geliştirilen talep yönlü iktisat olan Keynesyen model, uzun yıllar uygulanmış ve büyük buhrandan çıkışın anahtarı haline gelmiştir. Her ne kadar bu dalgalanmadan çıkış ve istikrarlı bir ekonomi için Türk sağlık -Sen olarak Milli Ekonomik Model şeklinde adlandırılabilecek önerilerimiz bulunsa da kısa vadede talebin canlandırılması yoluyla ekonomiye can suyu sağlanmasının acilen gerekli olduğunu görüyoruz. Talebin canlandırılmasının yegâne yolu da alım gücünün yükseltilmesinden geçmektedir. Enflasyon ve durgunluk daha fazla kronik bir hal almadan çarşı pazarın yeniden hareketlendirilmesi, şirket kapanmalarının önüne geçilmesi için kamu görevlileri ve emeklilere iyileştirme adı altında ek bir ödeme yapılmalıdır. Bununla birlikte ülkemizde üretilen ürünlerin tercih edilmesi için yerli ürünlerden alınan vergilerin düşürülmesi önerimiz de mutlaka hayat bulmalıdır. Yapılacak maaş iyileştirmesi ile kamu çalışanlarının ve emeklilerin alım gücü yükseltilirken vergi indirimi, piyasalardaki paranın yurt içinde üretilen ürünlere yönelmesini sağlayacak ve böylelikle çift yönlü bir kazanım oluşturacaktır. Tekraren ifade ediyorum ki, en büyük tehlike enflasyon ve durgunluğun bir arada kronik bir hale dönüşmesidir. Bu tehlikenin bertaraf edilmesi ise alım gücünün yükseltilmesinden dolayısı ile memur ve emeklilere iyileştirme zammı verilmesinden ve yerli üretimin teşvik edilmesinden geçmektedir. Aksi halde yaşanan durgunluğun sürekli bir krize dönüşme ihtimali büyüktür” dedi. BİR ARAYA GELELİM! Zengin; ''Değerli sağlık çalışanları, bugüne kadar haklarınız teslim edilmedi. Yıpranma payı sözü tutulmadı. 3600 Ek gösterge ,Hizmetlere memur kadrosu hala verilmedi. Yardımcı sağlık personeli ve genel idari hizmetleri sınıfı emeklerinin karşılığını alamıyorlar.Adam kayırma devam ediyor. Döner Sermaye de yaşanan adaletsizliklere göz yumuluyor'' dedi.   LİYAKATİ OLANA DEĞİL SADAKATİ OLANA BAKILIYOR   Zengin; ''Çağ dışı mobbing baskısı, ötekileştirici idari uygulamalar devam ediyor. Şiddet tüm hızıyla devam ediyor; sağlık çalışanları darp ediliyor, öldürülüyor, haksız yere şikâyet edilerek korkutuluyor, sindiriliyor. Sağlık çalışanlarının işyeri sorunları devam ediyor. Çalışanların memnuniyeti göz ardı ediliyor. Personel yetersizliği nedeniyle çalışanların aşırı iş yoğunluğu karşısında yaşadığı duygusal çöküntüler ruhsal bunalıma neden oluyor. Sosyal ve ekonomik olarak yıpranıyorsunuz. Ama yalnız değilsiniz. Kurulduğu günden bugüne kadar sağlık çalışanlarının sorunlarını yüksek sesle dile getiren Türk Sağlık Sen her zaman yanınızda. Sorunların çözümü için birlik ve beraberlik içinde hareket etmek şart. Haklarımızı almak, haksızlıklara karşı direnmek ve bugüne kadar dikkate alınmayan pek çok sorunlarımızı ilgili makamların dikkatine sunmak için birlik olma zamanıdır'' dedi.    Haber: Yasemin Toksoy