KENE, KORONADAN DAHA TEHLİKELİ!

Sağlık Bakanlığı Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) Bilim Kurulu toplandı. Sağlık bakanı yardımcısı Prof. Dr. Emine Alp Meşe başkanlığında toplanan kurul, bu yıl vaka sayısının geçen yıla oranla artış gösterdiğini ifade etti. Dünya genelinde 30'dan fazla ülkede görülen KKKA, ülkemizde ise; İç Anadolu'nun kuzeyi, Orta Karadeniz ve Doğu Anadolu'nun kuzeyinde yoğunlaşıyor. Konuyla ilgili önemli açıklamalar yapan Ordu Tabipler Odası Yönetim Kurulu Üyesi ve Ordu Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Ömer Ufkun Yıldırım, ''2020 yılı tüm dünyada hepimiz için unutulmaz bir yıl olarak geçmeye devam ediyorken, insanların odak noktası Covid-19 hastalığına kaymış durumda. Ancak Covid-19 virüsüne kıyasla çok daha tehlikeli bir bulaşıcı hastalık daha var. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı'' dedi. Sözlerini sürdüren Yıldırım, şu ifadelere yer verdi; ''Özellikle Orta ve Kuzey Anadolu bölgelerinde yaygın görülebilen ve ilimizin de kırsal kesimlerinde gördüğümüz, yaz mevsiminde ortaya çıkan ve Covid-19'a göre çok daha ölümcül ve çok daha riskli bir hastalık. İlk olarak dünyada 1944 yılında Kırım’da yüzlerce Rus askerinde görülmüş, sonrasında ise 1967 yılında Kongo Cumhuriyeti'nde görülmesinden dolayı hastalığın ismi bu şekilde anılmaya başlanmış. Hastalığın bölgemize göçmen kuşlardan geldiği düşünülmekle birlikte, vahşi ve evcil birçok hayvanı hasta edebildiği bilinmektedir. Hayvanlar hastalığı belirti vermeden atlatmakta ancak insanlar bu konuda maalesef hayvanlar kadar şanslı değil. Mayıs ayından itibaren Ağustos ayının sonuna kadar geçen sürede sıklığı artan bu hastalık, bölgemizde de özellikle bu mevsimde fındık, bağ, bahçe işlerinin yoğunlaşmasından dolayı ayrıca bir önem taşımaktadır'' dedi. ''Vatandaşlarımız önlemini alarak, tedbirli olsunlar'' KKKA'nın öldürücülüğünün çok yüksek seviyelerde olması, bilinen bir aşısı ve tedavisinin olmaması gibi nedenlerle hastalıktan korunmak tıpkı Covid-19'da olduğu gibi çok önemlidir diyen Yıldırım, ''Bu hastalıktan korunma yolları Covid 19'dan biraz farklılık göstermektedir. Bağ, bahçe, tarla, orman gibi riskli alanlara giderken açık renkli ve kapalı kıyafetler giyilmeli, çoraplar pantolonun içine sokulmalı ya da çizme giyilmeli. Bu alanlardan dönerken vücut iyice kontrol edilmeli, özellikle görülmesi zor bölgeler; diz arkası, koltuk altları, kulak arkası, ense ve saç dipleri ve kasıklar kontrol edilmeli ya da ettirilmelidir. Vücutta ya da hayvanın üzerinde bulunan keneyi kesinlikle çıplak elle değil, eldiven, bez ya da poşet ile çıkarmalı, çıkarılamıyorsa en yakın sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Bunların yanında keneyi vücuttan uzaklaştırmaya yarayan kene kovucu spreyler içeriklerine göre cilde ya da giysilere tatbik edilebilir. Yaşadığımız tüm bu salgın hastalıklar sağlık sistemindeki koruyucu sağlık hizmetlerinin yani; Aile Sağlığı Merkezleri'nin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermiştir. Aşı reddinin son dönemlerde artış gösterdiğini biliyoruz ancak aşı hastalıklara karşı elimizdeki en büyük kozdur. Bu hem sizi hem çevrenizi hem de toplumu bulaşıcı hastalıklardan koruyacak bilinen en etkili yöntemdir. Dolayısıyla aşı yaptırmak hepimizin en önemli toplumsal sorumluluğudur. Unutulmamalıdır ki bireysel seçimlerimiz diğerlerinin güvenliğini tehlikeye atıyorsa, bu konuda seçim özgürlüğünden bahsedilemez. Aşı reddinin azaldığı, salgın hastalıklardan kurtulduğumuz daha sağlıklı günlere ulaşmamız dileğiyle'' dedi.