KIRMIZI ET ÜRETİCİLERİ İSYANDA

Yem fiyatını yükselten nedenlere ve besicilerin yaşadığı zorluklara değinen KET-BİR İl Başkanı Resul Demir, Maliyeti oluşturan en büyük girdilerden biri de şüphesiz yem fiyatlarıdır diyerek, sözlerine şöyle devam etti; “Yem maliyetlerinin sürekli artması sonucunda ülke genelinde bütün üreticiler bu sıkıntıyı yaşıyor. Şu an 50 kilogramlık yemin fiyatı 110 lira civarında. Samanın tonu 900 lira civarında ve bütün bunlara kıyasla karkas etin fiyatı ise 35-36 liraya kadar geriledi. Döviz kurundaki dalgalanmalar sonucunda yem fiyatı sürekli artmaya devam ediyor. Ham besi danalarının fiyatı ise yüzde 30 oranında arttı. Bütün bu işletme girdileri arttıkça et fiyatları ise artmak yerine geriledi. Besicilerimiz gerçekten zor durumda” dedi. Hayvancılık yapanların sayısı giderek azalıyor, hatta bitme noktasına geldi diyen Demir, sözlerine şöyle devam etti; ''Yem fiyatları birkaç yıl öncesinden günümüze katlanarak geldi. Ama et fiyatları aynı seviyede devam etmedi. İthalatla ilgili bu süreçte et fiyatları hep buna endeksle ayarlanmaya çalışıldı. Ama yem fiyatları yükselen dövizle birlikte, ülkedeki bu yaşanan bir takım enflasyon ve olumsuz durumlar karşısında hep üstüne koyarak yükseldi. Bu dengeler üreticimizi ciddi anlamda olumsuz yönde etkiledi. Dolayısıyla devletimizin bu manada ciddi yem destekleri, katkısı sağlaması mecburi ve zorunlu bir hal aldı. Çünkü devletimiz ve hükümetimiz tüketicilere, vatandaşlara pahalı et yedirmeyelim diyor. Pahalı eti de yedirmemek için üretenlerin desteklenmesi gerekiyor. Bu bütün dünyada, Avrupa’da olduğu gibi daha yüksek miktarlarda yem destekleri verilmesi gerekiyor. Bu bağlamda da devletimizin bunları dikkate alarak daha yüksek bir destekleme yapması gerekiyor. Maliyetler azaldıkça, et fiyatları da düşecektir ve vatandaşlarımız da daha çok et tüketebilecektir'' dedi. Et fiyatlarının beklenenden pahalı olmasının ana sebeplerinden birisinin de yem fiyatlarının pahalı olması olduğunu belirten Demir; ''Yem fiyatlarının pahalı olması, ülkemizin hayvancılıkla ilgili şartları ve coğrafi şartları maalesef diğer ülkelerdeki gibi değil. Bugün baktığımızda; Güney Amerika ya da Avrupa’da çok geniş arazilerde hiçbir yem yedirmeden hayvanlar doğadan besleniyor. Ayrıca bu devletler desteklerini daha yüksek fiyattan veriyor. Artık birçok üreticimiz alandan çıktı, bu işi bıraktı. Şu anda ülkemizdeki hayvancılıkla ilgili üretim ciddi manada geriye gitti. Çok geç olmadan buna göre bir hayvancılık politikası, şartları belirlenmesi gerekiyor. Tüm bunları düşündüğünüz zaman ithal ettiğimiz hayvanları biraz daha ucuza ithal etmek zorunda kalıyoruz. Ülkedeki maliyetlerin yüksek olmasından dolayı ithal edilen hayvanlarla aynı şekilde rekabet etmesi mümkün değil” şeklinde konuştu.