İŞYERİNİN KAPILARINI SOKAK HAYVANLARINA AÇTI

Sokak hayvanlarının zor şartlarda yaşam mücadelesi verdiğinin her zaman farkındaydım ve bu duruma çok üzülüyordum diyen Arslantürk, ''Özellikle soğuk kış aylarında hem barınma hem de yiyecek bulma konusunda oldukça büyük sıkıntı yaşıyorlar. Ben de birine yardım edeyim, şuna da yardım edeyim derken bu sayı her geçen gün giderek arttı'' dedi. Sözlerini sürdüren Arslantürk, şu ifadelere yer verdi; ''Şu an her sabah iş yerimin önünde sokakta yaşayan 15-20 kediye ve çok sayıda sokak köpeğine yiyecek veriyorum. Onların karnını doyurmadan önce kahvaltı bile yapmıyorum. Önce onların karnını doyuyorum, sonra kendim kahvaltı yapıyorum. Çevredeki market ve kasaplardan günlük olarak artan veya satılmayan tavuk eti, taşlık, balık ve ciğer gibi yiyecekleri alarak iş yerimde kedilere ayırdığım tencerede pişirip dağıtıyorum. Artık mahalle sakinleri de bu duruma iyice alıştılar. Bazen onlar da evde artan yiyecekleri getirip kedilere veriyorlar'' dedi. ''Ofisimin kapılarını sokak hayvanlarına açtım'' Ofisimin kapılarını tamamen sokak hayvanlarına açtım diyen Arslantürk; ''Karınları doyduktan sonra mahallede geziyorlar, üşüdükleri zaman gelip içeride ısınıyorlar. Kendi aralarında bir uyum sağlamışlar. Isınan çıkıyor, üşüyen içeri giriyor. Yemek konusunda da öyleler. Karnı doyan köşeye çekiliyor. Birbirlerinin hakkını yemiyorlar. Akşamları ise soğukta kalmasınlar diye iş yerimin deposunda onlar için yatmaya yer hazırladım. Orada sıcak ve tok olarak güvenli bir şekilde yaşıyorlar.İş yerini kendi evleri gibi görüyorlar. Elimden gelen her şeyi yapıyorum. Bundan bir çıkarım yok, sadece sokak hayvanlarının bu durumuna içim el vermediği için yapıyorum bunları'' dedi.  ''1 ay biberonla besledim'' Arslantürk;''Kedilerden biri geçtiğimiz günlerde doğum yaptı. Üç tane yavru dünyaya getirdi. Yavruların annesi birden ortadan kayboldu. Muhtemelen sokakta öldü. Yavrular annesiz kalınca çok üzüldüm. Bu üç yavruyu yaklaşık bir ay biberonla besledim. Daha sonra başka bir kedi daha gruba katıldı ve bu üç yavruya himayesine alarak bir anne gibi sahip çıktı'' dedi.  ''Hayvana şiddeti bir türlü anlamıyorum'' Hayvanları sevmeyen insanları da sevmez diyen Arslantürk; ''Hayvanları sevmeyen aslında kimseyi sevemez. Kendi halinde yaşayan zararsız sokak hayvanlarından ne istiyorlar anlamıyorum. Her gün haberlerde görüyoruz. Çok sayıda sokak hayvanı ülkenin birçok yerinde işkence görüyor ve öldürülüyor. Bunun da önüne geçilmesi için gerekli önlemler alınmalıdır. Bir yazarın ünlü bir sözü vardı; 'Bir semtin sokak hayvanları sizden kaçmıyorsa orada yaşayın; çünkü komşularınız güzel insanlardır' diye. Bu söze sonuna kadar katılıyorum'' dedi.  ''Çocuklarımıza sevgi aşılayalım'' Çocuklarımıza erken yaşlardan itibaren hayvan sevgisini, insan sevgisini ve her türlü sevgiyi aşılamamız gerekiyor diyen Arslantürk, sözlerine şöyle devam etti; ''Çocuklar genel olarak evde gördüğünü yapar. Aileler hayvanları severse çocuklar da sever. Sokak hayvanları beni çok seviyor. Beni başka bir mahallede bile görseler hemen tanıyıp yanıma geliyorlar. Bu çok güzel bir duygu. Sevginin dili olmaz, hissedilir. Onlar da aynı çocuk gibi. Ben ne dersem yapıyorlar. Verdiğim komutları hemen uyguluyorlar. Aramızda  bu derece güzel bir sevgi ve bağ oluştu'' dedi.  ''Hepsine isim koydum'' Buraya gelen kedilerin hepsine isim koyduk diyen Arslantürk, sözlerine şöyle devam etti;''Her kedinin kendine göre bir karakteri var. Ben de buna göre hepsine uygun çeşitli isimler koydum. Birinin adı porsuk, tüyleri çok kabarık.  Diğerinin adı kör, bir gözü görmüyor. Birinin ayağı topal onun da adı topal kaldı. Boncuk var, şaşı var, gri var, sarı var, aslan var. Var da var yani, şimdi çoğu aklıma gelmiyor'' dedi. ''Bu soğuk günlerde onları unutmayalım'' Birçok kişi evinde kedi ve köpek besliyor diyen Arslantürk; ''Tabi buna da karşı değilim ama sokakta yaşayan bu mazlum canlıları da unutmamak gerekiyor. Özellikle kış aylarında daha çok yardıma muhtaçlar. Herkes evinde yemek pişiriyor. Artan yemekleri çöpe atmak yerine bir kaba koyarak sokak hayvanlarına verebilirler. Herkes basit bir barınak yaparak kapısının önüne koyabilir. İnsan isteyince her şeyi yapar, yeter ki yardımcı olmak istesin. Karnı aç olan hayvan, tok olana göre daha çok üşür. En azından yiyecek ve içecek konusunda bari yardımcı olsunlar'' dedi.  Özel Haber: Emrah Gemicioğlu