ENGELSİZ NORMALLEŞMEK İSTİYORUZ

Ülkemiz nüfusunun yüzde 12,6’sı yani yaklaşık 10,5 milyonunu engelli bireyler oluşturmaktadır diyen Başkan İşbakan, sözlerine şöyle devam etti; ''Engellilerin verilmesi gereken haklarını görmemezlikten, duymamazlıktan gelemeyiz. Engelli bireylerle ilgili son yıllarda uygun düzenlemeler yapılsada bu düzenlemeler oldukça yetersizdir ve olanların bir kısmı uygulanmamaktadır. Üstelik verilen bu haklar bir lütuf değildir. Sosyal devlet anlayışında eşit yaşama hakkı kapsamında yapılması gereken düzenlemelerdir. Engelli bireylerin hayata eşit şekilde katılabilmesi için hem ulusal hem yerel birçok düzenleme yapılması gerekmektedir. Bunlardan başlıcaları ve acil çözülmesi gerekenleri ise şunlardır; Engelli Kamu Personeli Seçme Sınavı (EKPSS) kalkmalı ve sınav sistemi değişmelidir. Engelli bireyler KPSS’ye girerlerse eğer; engelli personel yerleştirme oranı yüzde 6’ya çıkarılmalıdır. İlgili branştan kaç kişi alınması planlanıyorsa yüzde 6’sının KPSS’ye giren engelli aday sıralaması baz alınarak, en yüksek puan alan engelliden başlanmalı ve ilgili branşa atanacak personel sayısının yüzde 6’sı kadarına denk gelen sayıdaki engelli adayın puanına kadar değerlendirilerek atama yapılmalıdır. Böylelikle KPSS ile nitelikli kadroların doldurulup, EKPSS’de engelli kotasını niteliksiz kadrolarla doldurma ayrımcılığının önüne geçilecektir. Engelli bireylerin düzeyine uygun kitapçık verilerek hassasiyet ve ötekileştirme yapmadan sınava tabii tutulmalarının sağlanması gereklidir'' dedi.   ''Engelli maaşı ve  bakıcı maaşı bağlanma  şartları iyileştirilmelidir'' Kişi başına düşen gelir asgari ücretin 3'te 1'i şartı, 18 yaşından büyükler için sadece bireyin geliri baz alınmalıdır diyen İşbakan; ''Ya da en azından kişi başına düşen gelir asgari ücret olarak değerlendirilmelidir. Bakıcı maaşında ise 3'te 2’si şartına bakılmaksızın ağır engelli olan her bireye bakıcı maaşı bağlanmalıdır. Ek göstergesi bulunmayan ve görev uhdesi belirsizliğinden ötürü sürekli ve ağır bir şekilde mobbinge maruz kalan 'Yardımcı Hizmetler Sınıfı' kadrosunda bulunan tüm engelli bireyler acilen bir defaya mahsus mezuniyetlerine göre 'Genel İdare Hizmetleri' kadrolarına geçirilmesi, Yardımcı Hizmetler Sınıfı’nın ise tamamen kaldırılması sağlanmalıdır. Yönetmelikte yer alan erişilebilirlik kurallarına uymayan şehirler, mimarlar, mühendisler, müteahhitler hakkında ağır yaptırım uygulanmalıdır. Engelli ve bakıcı maaşı minimum asgari ücret kadar olmalıdır. Engelli bireyin masrafları oldukça fazladır. Asgari ücret ve açlık sınırı ortadayken engelli bireye sanki bir lütufmuş gibi verilip şükredilmesi istenilen para oldukça azdır. Verilen hakların lütuf olmadığı ve verilmesi insani ve zorunlu bir davranış olduğu göz önüne alınarak ülke şartlarında minimum geçinme ücreti olan asgari ücretin engelli bireye maaş olarak verilmesi gerekmektedir.   ''Yüzde 40 rapor oranı  kaldırılmalı veya  düşürülmelidir'' İşbakan; ''Bir bireyin engelli haklarından yararlanabilmesi için uygulanan yüzde 40 rapor oranı kaldırılmalı veya düşürülmelidir. Birçok engelli birey yüzde 39 oranlı rapor ile tanımsız bırakılarak mağdur edilmektedir. Empati yapılarak özellikle bedensel engelde bulunan bireylere ait rapor oranları için yüzde 20 seviyesindeki raporların da engelli haklarından yararlanabilmesinin önü açılmalıdır. Rehabilitasyon merkezlerinde engelli bireylerin rehabilitasyonu için verilen aylık 8 seans eğitim oldukça yetersizdir. Aylık minimum 12 seansa çıkarılmalıdır ki rehabilite hizmetinden faydalanan birey daha sağlıklı sonuçlar elde edebilsinler. Minimum engelli çalıştırma kotası yüzde 3’ten yüzde 6’ya çıkarılmalıdır. Yüzde 12,3’ünün engelli olduğu bir ülkede yüzde 3 kotası çok düşük bir kotadır. Her şehire o şehirdeki özel eğitim gereksinimli öğrenci kapasitesine göre özel uygulama okulları açılmalıdır. Bu okullarda her engel grubu ve derecesine göre sınıflar oluşturulmalıdır. Eğitimde fırsat eşitliğinin önü açılmalıdır. Tek seferde tüm ihtiyaçları karşılayacak engelli raporu alma sistemine geçilmelidir. Ne için alındığını belirtmek zorunda kalmadan rapor yeniletme gerekmeksizin ihtiyaç olan her yerde kullanılabilmelidir. Tüm devlet kurumlarında özellikle hastanelerde her müdürlüğe duyma engelli bireylerin işlerini daha rahat halledebilmeleri adına en az bir tane olmak üzere işaret dili eğitimli kişiler çalıştırılmalıdır. 85 milyon nüfuslu Türkiye'de 14 fizik tedavi ve rehabilitasyon hastanesi, 9 ruh ve sinir hastalıkları hastanesi ve 96 Toplum Ruh Sağlığı Merkezi bulunmakta olup, söz konusu adı geçen bu merkezlerin sayısı arttırılmalı ve daha işlevsel hale getirilmelidir. Engelli Bireylerin kaymakam olabilmesinin önü açılmalıdır. Günümüz teknolojisinde engelli bireylerde yerleşkenin her noktasına rahatça ulaşım sağlayabilir. Engelli bireylerin kaymakam, vali olamaması ayrımcılık ve ötekileştirmedir. Kaymakam olmak için istenilen 'Ülkenin her ikliminde iş görmeye ve her vasıtayla dolaşmaya elverişlidir' raporu düzenlenip engelli bireylerinde kaymakam olabilmesinin önü açılmalıdır'' dedi.   ''Engelli girişimcilere daha çok destek verilmelidir'' İşbakan; ''Hibe ve teşvik destekleri arttırılırsa daha fazla engelli bireyin hayata katılımı sağlanabilir. Engelli bireylerin tüm sağlık giderleri devlet tarafındandan karşılanmalıdır. Şu an olduğu gibi ucuz ve engelli bireyler için sorun yaratan cihazlar yerine engelli birey için uygun, uzun ömürlü ve kaliteli ürünler bu kapsamda olmalıdır. Özel tertibat ürünleri; ortez, protez, işitme engelliler için kulaklık, görme engelliler için gözlük ve baston, tekerlekli sandalye, akülü sandalye, afo, volkır, kanedyan. Engelli bireylerin ailelerinin yaşam kalitesinin artırılması için gerekli adımlar atılmalıdır. Psikolojik ve sosyal rehabilitasyon desteği ile birlikte uzun yıllar çocuklarından ayrılmamış, dinlenme imkanı olmamış ebeveynlere nefes alma imkanı sağlanmalıdır. Evde bakılmayacak duruma gelen engelli bireyler için bakım merkezi sayısı ve hizmet kalitesi arttırılmalıdır. Hasta taşıma aracı alan kişinin aynı anda engelli maaşı da alabilmesinin önündeki engel kaldırılmalıdır. Verilen bir hak diğerinin önüne geçmemelidir. Engelli Hasta taşıma aracında yüzde 90 engelli olma şartı düzenlenmelidir. Orana bakılmaksızın Ağır Engelli olan her bireye ve yüzde 90 yerine daha makul bir oranda engelli raporu olanlar ÖTV muafiyetinden yararlandırılmalıdır. Engelli bireyler sürekli tedavileri için bir yerden başka bir yere gitmektedir. Bunun içinde araç gereklidir. Engelliler için ÖTV muafiyeti kapsamı genişletilmelidir.Ayrıca; engelli rampası, kaldırımlar, bina girişleri, yaya geçitleri, otopark gibi yerler engelli bireylerin rahat erişebileceği şekilde olmalıdır'' dedi.