Emekliler barış istiyor!

Emekliler Sendikası Genel Merkezi tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi; “Bugün savaşın ölümden başka bir şey getirmeyeceğini bu yeryüzündeki insanlara hatırlatarak ve dünya halklarının bir kez daha böylesi bir acıyı deneyimlememesi adına Dünya Barış Günü olarak tarihe geçtiği gün. Ancak bugün, II. Dünya Savaşı’nın üzerinden onlarca yıl geçmişken, yeryüzünün her bölgesinde; bizlerin yaşadığı coğrafya başta olmak üzere dünyanın dört bir yanında halklar birbirine düşman edilmeye, silahlar sermayenin karları için ateşlenmeye, bombalar ırkçı ayrımlara dayandırılıp dünya halklarının üzerlerine bırakılmaya devam ediyor. Bugün sermayenin yarattığı savaş ekonomisi, sermaye yanlısı iktidarların ırkçı ve mezhepçi söylem ve uygulamalarını tırmandırması yeni katliamların önünü açmaya; petrolün siyahı ve doların yeşili uğruna çıkarılan savaşlarda yoksul halklar yaşamını yitirmeye devam ediyor. Silahlar ateşlenmeye devam ettikçe kadınlar, çocuklar ve yaşlılar başta olmak üzere tüm insanlık şiddetin en ağır biçimlerine maruz bırakılıyor, istismar ediliyor, yaralanıyor ve öldürülüyor. Bugün henüz yanı başımızdaki Suriye’de savaş politikalarının sonucu yerinden edilen ve cesedi kıyıya vuran çocukların hesabı verilmemişken; yıllarca “terörle mücadele” söylemine gizlenerek iktidarda bulunan emperyalistler Afganistan’ı Taliban’a teslim ediyor. Bütün bu çatışmanın bedelini ise yıllardır olduğu gibi bugün de Afganistan halkı ödüyor. Bugün Afganistan’da yaşamak için göç etmesi gereken yüz binlerce insan açlık, susuzluk ve ölümle burun buruna geliyor. Biz emekliler bütün dünya hakları kardeştir, diyor; torunlarımıza barış içinde bir dünya bırakmak için mücadele etmeye devam ediyoruz. Öldürülen, sürgün edilen, işkenceye maruz bırakılan, tecavüze uğrayan; yani savaşın bütün ağır bedellerini ödeyen bizler; dünyanın yoksul ve emekçi halkları; savaş çetelerinin birliğine karşı barış dolu bir dünyayı tüm dünya işçi ve emekçileriyle; dünya yoksul halklarıyla el ele inşa edeceğiz. Biliyoruz ki; emperyalistler ve maşaları tüm güçleri ve bütçeleriyle bir savaş ekonomisi yaratırken ne yangınlar diner ne de silahlar susarken dünya halklarının hep bir ağızdan “Barış İstiyoruz” diye haykırması; alanlara çıkması zaruridir. Farklı olanın suçlulaştırıldığı, tek bir sesin yükseldiği iktidarların yağma ve talanla yalnızca sermayenin bugününe hizmet ettiği, sel ve yangınların; sel ve yangınlarda ölümlerin olağanlaştırıldığı, zorla yerinden edilen halkların göç yollarında ölümle yüzleştiği, sendikal özgürlükler başta olmak üzere bütün insan haklarının çiğnendiği bir dönemde bizler haykırıyor ve haykırmaya davet ediyoruz: “Barış İstiyoruz!”