EBA'NIN ÇÖKECEĞİ BELLİYDİ

EBA sisteminin çökmesi aslında sürpriz olmadı diyen Başkan Okumuş, şu ifadelere yer verdi; ''Sayın Milli Eğitim Bakanımızı ve dar kapsamlı kadrosunu salgının ilk başlarında üstün bir gayretle çok kısa sürede EBA'dan uzaktan eğitimi başlattıkları, bilgisayarı ve interneti olmayan çocuklar için fırsat eşitliği adına da TRT EBA TV'yi yayına koydukları için o dönemde ettiğimiz gibi tekrar tebrik ediyoruz. Fakat uzaktan eğitimin ilk günlerinde EBA’da yayınlanan idam ve ardından kafa kesme görüntüleri, şimdi EBA’da yaşanılan çökme sorunları, Bakan Selçuk'u boşa düşürmek adına bu yaşanılan olumsuzluklar, birileri tarafından kasıtlı mı yapılıyor sorusunu akla getiriyor? Sayın bakan 'süreçle alakalı sürekli olarak her türlü hazırlığımızı yaptık, her türlü senaryoya hazırlıklıyız, bir sürü plan yaptık' diye bir sürü açıklamada bulundu. Peki, süreç bakanın açıkladığı şekilde mi ilerliyor? Bu soruya tüm içtenliğim, tüm samimiyetimle ve her gün bakanlığı takip ederek elde ettiğim tüm bilgilerimle net bir şekilde hayır diyebilirim. Bu süreçte bakan, bakanlık ve il/ilçe müdürlükleri ve okul müdürlükleri ne yapıyor? '31 Ağustos'ta başlayacak telafi eğitimine her türlü hazırlığımızı yaptık' diyen bakana rağmen bakanlık birimleri sessiz kaldı. Telafi eğitiminde neler yapılacağına dair resmi yazılar ancak telafinin başlayacağı Pazartesi gününden iki gün önce yani 29 Ağustos Cumartesi günü yayımlandı. Yine bakanın her şeye hazırlıklıyız demesine rağmen telafi sürecindeki ek ders ödemeleri, canlı ders vs DYK’ların hafta sonumu yapılacak hafta içimi yapılacak şeklindeki sorulara çok geç ve eksik cevap verilerek bir tatminsizlik ve kaos ortamı yaratıldı.  Özelikle salgın sürecinde okullarda sadece okul öncesi ve ilkokul 1. sınıflar var iken Viriüs DYK' kursu görenlere buluşmıyor garantisiyle DYK’ların açılması tam bir bu ne perhiz bu ne lahana turşusu olmuş durumda. 21 Eylül'de başlayan yüz yüze eğitimin detayları ise biraz erkence bir hafta önce açıklandı. Bu süreçte uzaktan canlı eğitimle ilgili ise hiç bir açıklama yok, okullar ne yapacağını, öğretmenler ne yapacağını bilmiyor, sürecin nasıl ilerleyeceği noktasında hiç bir resmi yazı yok'' dedi.   ''Ülkede her okul müdürü kendi kuralını uyguluyor'' Okumuş; ''Her okul müdürü kendi yoğurt yiyişini uyguluyor ve her okulda kaos var. Haftalık ders programı yapan okullar olduğu gibi yapmayan okullar var. İdari izinli olanlara uzaktan eğitimde görev vermeyen okullar bile var. İnsiyatif alıp ihtiyaç duyduğu kadar öğretmeni okulda tutan buna karşılık tüm öğretmenleri okula çağıran müdürler de var. Öğretmenleri okula çağırıp boş okul koridorlarında çift nöbet görevi bile veren okul müdürleri var. 21 Eylül'den sonraki süreçte ek ders ödemeleri neye göre yapılacak? Bir açıklama dahi yok. Kafalar çok karışık bu karışıklık Bakana rağmen Bakanlık birimlerince kasıtlı çıkarılıyor gibi. İş ve işlemlerin nasıl yapılacağına dair ülkede uygulama birliği sağlamak ve kaosu önlemek adına tüm sorulara cevap veren resmi yazılar hiç yazılmıyor ve zamanında yetkililere bildirilmiyor'' dedi.   ''Okullarda işler saldım çayıra mevlam kayıra mantığıyla yürüyor''  Okumuş; ''Bizzat bakanlık birimleri tarafından Bakana karşı bir nefret oluşturulmaya çalışılıyor. Bu durum, net olarak görülüyor. İl ve ilce müdürlüklerinin, okul müdürlüklerinin ve öğretmenlerin gayret ve çabaları ise bu görüntüye engel olmaya yetmiyor. Gözlemlediğimiz gerçek şu; Bakana operasyon yapıldığı açıkça görülüyor ama kim yapıyor bu operasyonu? Biz bile bu operasyonu görüyorsak Bakan neden sessiz kalmayı tercih ediyor ve hala neden resim çektiriyor da kılıcını çekmiyor? Çünkü bakan, dar kapsamlı kadrosuyla MEB teşkilatlarını tahakküm altına alan sendika, dernek, vakıf, tarikat, cemaat, cemiyet görünümlü çetelerle mücadele edemiyor'' dedi.