BUGÜN SİGARAYI BIRAKIN!

Dünyada ve ülkemizde yaşamı tehdit eden sağlık sorunları arasında ilk sırada yer alan “Kalp ve Damar Hastalıkları”na dikkat çekmek ve toplumsal farkındalığı sağlamak amacıyla her yıl 29 Eylül “Dünya Kalp Günü” olarak çeşitli etkinliklerle kutlanmaktadır. Dünya Kalp Gününde kardiyovasküler hastalıkları önlemek ve küresel etkileri azaltmak için halkın bilinç düzeyini artırmak amaçlamaktadır. Her yıl ülkemizde 100 bin, dünya genelinde ise 6 milyon kişi sigaradan dolayı hayatını kaybediyor. Acil Tıp Dr. Öğretim Üyesi Atakan Savrun ile konu hakkında konuştuk. Sigara bağımlılık yapıcı bir madde olması ve serbest satılabilmesi nedeniyle günümüzde insan sağlığını tehdit eden en önemli faktörlerden biridir diyen Savrun; ''Yalnızca bir sağlık sorunu değil, aynı zamanda sosyal ve ekonomik bir sorundur da. Sigara içinde en tehlikelileri, arsenik (fare zehri), benzin, kadmiyum (akü metali), hidrojen siyanid (gaz odaları zehri), toluen ((iner), amonyak ve propilen glikol olmak üzere 4000'in üzerinde kanserojen ve toksik madde bulunmaktadır. Sonuç olarak ciğerlerimizde katran (asfalt) oluşmaktadır. Sigara bağımlılığının 2 yönü vardır. Fiziksel ve psikolojik bağımlılık. Fiziksel bağımlılığı yapan sigaradaki nikotindir. Psikolojik bağımlılık ise kişiye göre değişir. Kendine güvensiz, sorunlardan kaçan kişiler psikolojik bağımlılığa deha eğilimlidir. Sigaranın içindeki yabancı maddeler dokularda irritasyon ve hasar oluşturur. Buna karşı savunma amacıyla kandan çekilen hücreler iltihap alanına toplanır. Damarların zamanla daralması ile tüm dokulara gelen kan ve oksijen miktarı azalır. Dokunur beslenememesi sonucunda zamanla hasar gelişir. Aslında en dramatik sonuçlarından biri, içindeki kanserojenlerin en yoğun ve uzun etki ettikleri organlar başta olmak üzere tüm kanserlerin oluşma riskini yükseltmesidir'' dedi.   ''Diğer uyuşturuculara  basamak oluyor'' Savrun; ''Sigara diğer uyuşturuculara bir basamak olmaktadır. Sigara kullanan gençlerin büyük bir kısmı alkol kullanmaya da başlamaktadır. Sigara içmeyen gençlere göre sekiz kat daha fazla uyuşturucu kullanma riski taşımaktadırlar. Sigara içen gençlerde davranış bozukluğu da görülmektedir.  Bunlar; kavgacılık, belli bir çeteye girme ya da dikkatsiz ve tedbirsiz cinsel ilişkiler olarak ortaya çıkmaktadır. Sigaraya alışan gençler, başka bir uyuşturucu kullanmasa bile, sigara bağımlısı yetişkinler haline gelmekte ve sağlıklarını tehdit eden kimyasal maddelere bir ömür boyu maruz kalmaktadırlar. Sigaranın hayatımızda ve vücudumuzda yaptığı olumsuz etkileri sıralayacak olursak, bulunduğumuz ortamlarda kötü ve ağır koku olması, cilt karalığı ve yaşlı gösterme dişlerde kirli ve pis görünüm ve dişeti hastalıkları, tat alma eksikliği, ağız, yutak, gırtlak, nefes borusu, akciğer, mide , yemek borusu, pankreas, rahim, meme kanseri riskinde artma, kalp ve damarların görmüş olduğu zarar ve tahribattan dolayı kalp krizi, damar tıkanıklığı, tansiyon yükselmesi, beyinde felç, ileri yaşta bunama (Alzheimer), gözlerde katarakt ve ileri yaşta körlük, koku almada azalma, kronik bronşit ve amfizem gibi tıkayıcı akciğer hastalıkları mide ve yemek borusunda kanama, ülser, iktidarsızlık, döllenme yetersizliği vb.  Ayrıca yorgunluk, uykusuzluk, ruhsal gerilim, stres, performans düşüklüğü, reflekslerde azalma oluşur'' dedi.   ''Pasif içiciler de tehlikede'' Savrun; ''Sigara dumanı pasif içiciler için de aktif içiciler kadar zararlıdır. Pasif içiciler, sigara içen kişilerin yanında durarak 3 bin 700 çeşit kimyasal gazdan zarar görmektedir. İstatistiklere göre, sigara içen annelerin düşük yapma ve ölü doğum yapma oranı içmeyenler göre yüzde 50 daha fazladır. Ayrıca, sigara içenlerin bebekleri 21/2 oranında aniden ölüm riski taşır. Gebelikten 4 ay önce sigarayı bırakmak riski ortadan kaldırır. Sigara ölümcül bir alışkanlıktır. Ülkemizde sigaranın yol açtığı ölümle, trafik, terör, iş kazaları ölümlerinin toplamından beş kat daha fazladır. Dünya Sağlık örgütü (WHO) dünyada en büyük sağlık sorununun sigara olduğunu ilan ederek, her yıl 4 milyon insan sigaradan hayatını kaybettiğini ve eğer, gerekli önlemler alınmazsa bu sayının, önümüzdeki 20 yılda 10 milyona çıkacağını bildirmiştir'' dedi.   ''Sigarayı bırakmak  imkansız değil'' Savrun; ''Sigaraya başlama yaşının çok erken olması, endüstriyel destek ve sonuçlarının çok çabuk ortaya çıkmaması nedenleriyle sigara bırakma fikri olumsuz sonuçlar ortaya çıkmaksızın hep ertelenmektedir. Sigaraya başlamak kolay ancak bırakmak zor bir iş olmakla beraber, imkansız değildir. Sigarayı bıraktıktan sonraki ilk 3 gün en zorlu dönemdir.Bu dönemde huzursuzluk, sinirlilik, konsantrasyon güçlüğü ortaya çıkabilir. Kafeinden uzak durmak, fiziksel aktivite, sigarayı akla getirecek ortamlarda bulunmamak, sakız çiğnemek, kuruyemiş yemek bu dönemi kolay atlatmaya yardımcı olabilir. Piyasada mevcut olan medikal destek tedavisinin ise çıkabilecek yan etkiler açısından, kesinlikle hakim gözetiminde ve tavsiyesinde alınması gerekmektedir. Psikolojik bağımlılığı belirgin olan kişilerde ise profesyonel yardım önerilmelidir. Sigara bu kadar etkili ve tehlikeli bir madde olmasına karşın, bırakıldığı durumda vücudumuzda belirgin olumlu değişiklikler olmaktadır. 20 dakika sonra tansiyon ve nabız normale iner, 8 saat sonra kandaki oksijen normal düzeye çıkar, 24 saat sonra kalp krizi tehlikesi azalır, 48 saat sonra sinir uçları yenilenmeye başlar, 2 hafta ile 3 ay sonra kan dolaşımı dengeye girerken akciğer fonksiyonu yüzde 30 oranında iyileşir, 1 - 9 ay sonra öksürük krizleri, bitkinlik, kısa kısa nefes almalar azalır, akciğerler temizlenir ve enfeksiyon tehlikesi azalır, 1 yıl sonra koroner yetmezliği tehlikesi sigara içenlere oranla yarı yarıya azalır, 5 yıl sonra akciğer kanserinden ölme tehlikesi yarı yarıya azalır, 10 yıl sonra akciğer kanseri tehlikesi, içmeyenlerin düzeyine gelir. 15 yıl sonra koroner yetmezliği tehlikesi sigara içmeyenlerin seviyesine iner. Öncelikle kendinize bırakmak için bir tarih ve bir yol belirlemenin gerekmektedir. Son yıllarda sigarayı bırakma konusunda hem toplumsal hem de idari bir çaba görülmekte ve sağlık kuruluşları bu konuda aktif destek sağlamaktadırlar. Birey ve toplum sağlığı için yapılabilecek en iyi şey rotayı bekleyip yola çıkmaktan başka bir şey değildir'' dedi.