BU SAATLER BİR SERVET DEĞERİNDE

Sabahın erken saatlerinde şehrin ara sokaklarına tezgah açan antika saat satıcısı Güler, gün içerisinde birçok kişinin yanından geçip gittiğini ve saatlere dönüp bakmadığı ama antika saat meraklılarının kendisini her gün ziyaret ettiğini söyledi. Sattığı saatlerin artık üretilmediğini ve bu yüzden çok değerli olduklarını belirten Güler, bu saatlerin iyi durumda olanlarını bulmanın artık çok zor olduğunu ifade ederek, sözlerine şöyle devam etti; ''Bu gördüğünüz saatlerin çoğu dedelerimizin zamanından kalma, orijinal saatler. Sandık içi dediğimiz, çok değerli aksesuarlar. Ben bu saatleri aramak ve bulmak için mesai harcıyorum. Sadece Ordu'da değil, şehir dışına bile çıkıp farklı bölgelerde bu antika saatleri arıyorum. Büyük şehirlerdeki antikacılarla ve koleksiyoncularla görüşerek onlarla saat takası yapıyorum veya ücretini ödeyerek alıyorum. Bu tezgahtan neler geldi geçti. Çok eski yıllardan kalma kum saati bile geçti elime. Saat tutkusu aslında bir hastalık. Bir kez başladınız mı bir daha duramıyorsunuz. Şimdi burada köstekli saatlerden tutun, kurmalı saatlere kadar ne ararsanız var. Hepsi de saat dünyasında dev markalara ait ve artık üretilmeyen saatler. Kalitesine ve yılına göre elimde bulunan saatler 200 liradan başlıyor, 10 bin liraya kadar çıkıyor. Bir keresinde ünlü bir markanın altın kaplama antika saati bile geçti bu tezgahtan ve değeri 20 bin lira civarındaydı o zamanlar. Yani çoğu insan saat işte deyip geçiyor ama bu işi bilenler bu saatlerin neredeyse küçük bir servet değerinde olduğunu biliyorlar'' dedi.   ''Gençler saat takmıyor'' Bilinen klasik saatlerin modası artık geçmeye başladı ama antika saatlerin değeri her geçen yıl artıyor diyen Güler, ''Şimdi gençlerin ellerinde akıllı telefonlar var. Saate oradan bakıyorlar. Şimdi bir de son yıllarda telefonla uyumlu akıllı saatler çıktı. Saate benziyor ama aslında saat değil onlar. Saat dediğin bu tezgahta gördüğün gibi olur. Her saatin kendine özgü bir havası, karakteri vardır. İnsanın kişiliğini yansıtır. Saat önceden en önemli aksesurlardan biriydi. Kaliteli ve marka saat takmak bir statü göstergesiydi. Şimdi bunlar hep yavaş yavaş unutulup gidiyor'' dedi.   ''İmitasyon saatler ben buradayım diyor'' Cadde ve sokaklarda 20-30 liraya satılan saatlerin hiçbir şeye yaramadığını söyleyen Güler, ''O saatler bir kere sağlığa zararlı ürünlerden imal ediliyor. 2-3 gün sonra bozulup, çöp olması da cabası. Saat dediğin orijinal olmalı, deri kordon ise derisi de gerçek olmalı. Bunun dışındaki çakma saatlere vatandaşlarımız itibar etmemeli'' dedi.   ''Saatleri her gün dezenfekte ediyorum'' Pandemi sebebiyle hijyen olayını hiç aksatmıyorum diyen Güler, ''Şimdi bir korona belası var başımızda. Bu yüzden her şeye daha dikkatli yaklaşıyoruz. Tezgahtaki saatleri her gün dezenfektan ile siliyorum. Saate bakmaya gelen müşterilere ise eldiven veriyorum. Eldiven taktırmadan saatlere dokundurmuyorum. Hem benim hem de onların sağlığı için kurallara sıkı sıkıya uyuyorum'' dedi.