AŞILAMA SAYISI POTANSİYELİMİZİN ALTINDA

Ordu'daki aşılama sayısıyla ilgili dikkat çeken bir açıklama yapan Ordu Tabip Odası Başkanı Coşkun; ''Türkiye’de Covid-19 aşısı uygulamaları planlandığı takvim üzere devam ediyor ve bu günlerde Ordu'da da yaklaşık 35-40 bin vatandaşımız kayıtlara göre aşılanmış görünmektedir. Vatandaşımızın aşılanma niyeti takdire şayan ama gayreti aynı oranda değil maalesef. Ordu’da her gün 5 bin kişi aşılama kapasitesi mevcut iken, günde bin 200 civarında aşılama yapılmaktadır. Bir çok vatandaşımız  hala nasıl aşı olacağını bilememektedir, randevu ile uğraşmak istememektedir veya aşı olmayı geciktirmektedir. Bu durum da aşılanma sayısında bir düşüş meydana getirmektedir. Bunu iki şekilde izah edebiliriz; vatandaş ihmalkar ya da vatandaş tam bilgilendirilmedi. Özetle tüm vatandaşlarımıza şunu söyleyeyim; aile hekimlerinize sorun, bu konuda onlardan yardım alın. Aşınızı geciktirmeden mutlaka olun. Ülkemizdeki kullanılan aşı şu anda mutasyona da etkili. Dedikodulara kulak asmayın. Devletimize ve Sağlık Bakanlığımıza güvenin. Fakat aşı olsanız bile , maskeyi asla çıkarmayın, hatta aşı yaptırmaya giderken çift maske takın, ayrıca üstüne de siperlik kullanın. Unutmayın bir kişi aşıya giderken yanında ona refakat eden en az iki kişi oluyor bu da aşı kuyruğunda bulaşmayı daha da artırabilir. Aile dışından Bir kişi ile kapalı ortamda her türlü önlem alınmış olarak en fazla iki dakika konuşabilirsiniz, mesafeniz de iki metre olmalı. Çünkü mutasyon virüs daha çabuk bulaşıyor. Temizlik ise asla ihmal etmemeniz gereken bir tedbirdir'' dedi.    ''Artık şiddete tahammülümüz kalmadı'' Sağlıkta şiddet, doktorlara yapılan fiili saldırılar artık tahammül edilemez boyutlara ulaştı diyen Coşkun; ''Her gün ülkemizin bir köşesinden maalesef doktora şiddet haberi gelmektedir. Buna bir çözüm getirilsin diye umutlandık ama çıkan yasa TCK’ya ilave edilmeyip, sağlık hizmetleri temel yasasına konduğu için, bu duruma bir çözüm getirmemiştir. Bu şiddetin sorumlusu kim? Önlem almayan kim? Doktorunu koruyamayan kim? Her poliklinik başına bir güvenlik memuru konulması düşünülemiyor mu? Suç oluşmadan önlem neden alınamıyor? Bu soruların cevabının sorumlusu, darp edilen doktorun dışındaki herkestir ve yüce yargımıza başvurarak bu konuda sorumlu kimler ise onları ortaya çıkarmak gerekecektir. O nedenle tüm sağlık kurumu amirlerimizi bu konuda hekimlerimizi koruyucu yönde aldıkları önlemleri yeniden gözden geçirmeye, eksiklik var ise tamamlamaya, bu konuda azami gayret sarf etmeye davet ediyorum. Aksi takdirde hiç istemediğimiz ve hepimizi üzecek olan bir hekime şiddet olayı daha yaşanacak olursa, elimizde yapabileceğimiz tek savunma, bu konuda hekimlerimizi korumada bir eksiklik göstermiş, gerekli önlemi almamış kurum var ise onları yüce adaletimizin temsilcisi yargıya şikayet etmek olacaktır. Tek amacımız hekime ve sağlık personeline şiddetin yakışmadığı bu güzel ülkeden kaybolmasıdır'' dedi.