34 ilde 114 bölgede memleket yanıyor diyen Adıgüzel, sözlerine şöyle devam etti; ''İnsanlar ölüyor, hayvanlar ölüyor. İktidar seyretmekle kalmıyor, orman alanlarını imara açan kanun aynı saatlerde saraydan onay alıyor. Türk Hava Kurumumuz var, cumhuriyet ile yaşıt. Bu kurumda her yıl yüzlerce pilot ve paraşütçü yetişiyor. Tarım ilaçlaması, orman yangını, pilot yetiştirilmesi, hatta uçak sanayide en önde gelen kuruluştu. Tüm bu felakette THK'nın devre dışına çıkarıldığı, koca ülkenin sadece 3 yangın söndürme uçağının olduğu bunların da ihale usulü saat başı ücret aldığını da öğrenmiş olduk. Yani ülkenin orman yangını stratejisi yangın ne kadar uzarsa o kadar para kazanacak bir usule endeksli. Aklımıza mukayyet ol Ya Rabbim. Peki, biz bu duruma nasıl geldik, hatırlayalım. Türk Hava Kurumu'nun (THK) tek geliri, kurban derileri idi. Bu kazancının KDV'sini de veren tek kuruluştu. AKP'nin birlikte yol aldığı Fetöcüler başta olmak üzere tüm cemaat, dernek ve vakıflar THK’yı hedef aldılar. Tek geliri kurban derisi bağışı olan THK'nın bu gelirine göz diktiler. 2013’te kurban derisi bağış tekeli kaldırıldığı gibi, hükümetin de destek verdiği kirli kampanya ile vatandaşlar THK'ya bağış yapmaktan imtina ettirildi. Bağışlar artık Türk hava sanayinin otağına değil, cumhuriyet düşmanı güçlerin ocağına finansman olmaya başladı. THK'nın başına sonra AKP'li eski bakan kayyum atanarak operasyon tamamlandı. Erdoğan, Fetö için ne istedilerse verdik diyor ya, verdiklerinden biri de THK idi. Bu yüzden artık yangınlarda çözüm olarak uçaklardan su yerine insanlarımızın kafasına otobüslerden çay paketi atılıyor'' dedi.