7’DEN 77’YE HERKESi EKONOMİST YAPTILAR

Herkesin öncelikli gündemi ekonomi diyen Başkan Temiz; “Türkiye’de özellikle son aylarda gündeme zaman zaman farklı konular geliyor olsa da vatandaşlarımızın değişmeyen tek gündemi vardır; ekonomideki istikrarsızlık ve geçim sıkıntısı. Maalesef,  en çok duyduğumuz kelimeler, en çok işittiğimiz kavramlar artık bunlar oldu. Çarşı pazarda, okulda, otobüste, berberde, evde, aile ve dost meclislerinde insanımız, ekonomiden başka bir şey konuşmaz, konuşamaz hale geldi. Böyle bir dönemi yaşıyoruz. Döviz ne olacak? Zamlar karşısında ne yapacağız? Nasıl iş buluruz? Bu başlıklar bir nebze anlaşılabilir belki. Fakat, Merkez Bankası faiz kararlarının, hatta FED'in açıklamalarının, TÜİK'in verilerinin hiç bu kadar yakından takip edildiği bir dönemi acaba Türkiye yaşamış mıdır? İktidardaki bazı dostlarımız kendilerinin ekonomist olduklarını ısrarla iddia etmekte, bunu tekrar edip durmaktadırlar. Kendilerinin ekonomist olup olmadıklarını bilmiyoruz. Ama bu gidişle onların 7’den 77’ye herkesi ekonomist yapacakları kesin” dedi.    “Başarısızlıklarını adeta itiraf ediyorlar” Başkan Temiz; “İktidar ve onların kalemşörleri; ‘bugün hala 2001 krizinin faturasını ödemeye devam ediyoruz’  deseler de, 2001 krizinde dahi, ekonomik konular gündemi bu kadar işgal etmemişti. Böyle bir durum yaşamamıştık. 20 yıldır işbaşında olan bir iktidarın, yine kendisinin isabetsiz ve verimsiz politikalarla sebep olduğu ekonomik buhranı, 20 yıl öncesi bir krizin faturası olarak takdim etmeye çalıştığını görüyoruz. Bu son derece komiktir. Hatta bunun da ötesinde siyasi acziyyetin gerçek bir ikrar ve itirafıdır. Yani, bu kendi başarısızlıklarının, becerisizliklerinin ilk ağızdan itirafıdır. O zaman Ak Parti, iktidarda bulunduğu 20 yıllık süre içinde ne yaptı, nelerle uğraştı? Şimdi nelerle uğraşıyor? Aslında, 20 yıl önce yaşanmış kriz nedeniyle getirilmiş kurumsal yapı sürdürülmüş olmasaydı, Ak Parti iktidarının ilk yıllarındaki ekonomik istikrar asla sağlanamazdı. Halkımızın ve Ak Parti camiasının, yaşadığımız bu sıkıntıları, etraflıca sorgulaması gerekmez mi? İktidar, sürekli geçmiş iktidarların başarısız olduğunu tekrar ederek, bunun üzerinden bir başarı hikayesi yazmak istiyor.  Böylece başarısızlıklarını örtme çabalarını alışkanlık haline getiren iktidar,  bu açıklamalarıyla kendi kendine büyük bir çelişki içine düşmektedir” dedi.   “Bu mantığı kabul etmiyoruz” Başkan Temiz; “O zaman 2001 krizinin sebebi 80'li, 90'lı yıllarda yaşanan krizler; daha önceki yıllarda yaşanan krizler de çok daha önceki yıllarda yaşanan krizlerin birer neticesi. Bu mantık zincirini Tanzimat Dönemine hatta çok daha ötelere kadar götürebiliriz. Ne demiş Ziya Paşa, ‘Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz, Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde’ Saadet Partisi olarak, bu mantığı kabul etmiyoruz. Bu tür açıklamaları ‘başarısızlıklara bahane üretme çabası’ olarak görüyoruz. İktidar sorumluluk üstlenme ve sorunlara çözüm üretme makamıdır, 20 yıl sonra bahaneler serdetme değil” dedi.    “İktidar kendisiyle çelişiyor” Başkan Temiz; “Sabahtan akşama alın teri döken fakat emeğinin karşılığını alamayan milyonlarca çalışanımızın yanında; bir de hiç işi olmayan milyonlarca insanımız var. Diplomalı işsizler kervanına her yıl binlerce gencimiz ekleniyor ve bu milyonların sayısı her yıl artıyor. Binlerce insanımız, gencimiz hayatını yad ellerde kazanmak için başka ülkelere gitme çabası içinde. Bunun yanında, istatistiklere bile girmeyen yeni bir sosyal sınıf doğuyor ülkemizde ‘ev gençlerimiz’ Ne eğitimde ne de istihdamda olan gençler. Böylece milletimizin milyarlarca maliyetle yetiştirdiği insan gücümüz heba olup gidiyor. Fakat yapılan kamuoyu araştırmalarına göre, halkımızın yüzde 90'lara varan büyük çoğunluğunun verilerine güvenmediği TÜİK, hafta başında yeni işsizlik rakamlarını açıkladı. TÜİK'e göre işsizlik oranı değişmedi yüzde 11,2 ama değişen bir oran var; Genç işsizlik oranının yüzde 30’lara yükselmiş olması. Bağımsız kuruluşların açıklamaları bir yana; TÜİK'in rakamları, İŞKUR'un verileri ile bile çelişmektedir. Bir kez daha tekrar ediyoruz; iktidar artık kendisiyle, kendi kurumlarıyla bile çelişmektedir” dedi.    “İktidar iç muhasebe yapmalıdır” Başkan Temiz; “İktidara kısa bir süreliğine de olsa meditasyon yoluyla bir iç muhasebe yapmasını tavsiye ediyoruz. İnzivaya çekilmesi ise daha ideali. Sanırım bu hem kendileri hem de milletimiz için çok daha olumlu sonuçlar doğuracaktır. TÜİK’e ve iktidara Tekraren hatırlatmayı görev addediyoruz” dedi.  “Milletimizin içinde bulunduğu durum giderek kötüleşiyor” Başkan Temiz; “Halkımızın yüzde 70'i borcu olduğunu ve bunların yüzde 90'ının da bu borcu ödemekte güçlük çektiğini ifade etmektedir, yüzde 70'i son bir yıl içinde geçim şartlarının kötüleştiğini belirtmekte, önümüzdeki günlerde bunun daha da kötüye gideceğini düşünmektedir, yüzde 57'si gıda harcamalarını zorlukla karşıladığını, yüzde 14'lük bir kesim ise karşılayamadığını belirtmektedir. Yüzde 79'u ekonomideki mevcut durumu kötü olarak değerlendirmekte. Yüzde 62'si ise son bir yılda fiyatların yüzde 100 veya daha fazla, yüzde 29'unun da yüzde 50 ve yüzde 100 arası arttığını ifade etmektedir. Yüzde 84 gibi büyük bir çoğunluğu da, Türkiye'nin ekonomik bir kriz içinde olduğunu düşünmektedir. Böyle bir ortamda; TÜİK'in açıkladığı rakamlar istatistiki veri olarak değil, hükümetin kullandığı algı üretme tekniklerinden biri olarak algılanmaktadır. Enflasyonu yüzde 30, işsizliği de yüzde 11,2 olarak açıklamak, eğer Türkiye'de gerçekleştirilen bir çalışma ise bu, metodik hatalar ve matematiksel sapmalar var demektir. Veya en önemlisi verilerin politik amaçlarla derlendiğini ve değerlendirildiğini hatıra getirir. Bunun başka bir izahı olmaz! Problemlerimizin Üstesinden Gelebiliriz Saadet Partimiz adına ifade ediyorum; Milletimiz ve Saadet Partisi olarak aklı, mantığı, vicdanı, bilimi ve hak ölçüsünü  esas alan doğru bir ekonomik anlayışla problemlerimizin üstesinden gelebiliriz. Üretimi ve istihdamı önceleyen politikalarla, enflasyonu kontrol altına alabiliriz. Bir hak ölçüsü olan paranın değerini koruyarak hayat pahalılığına son verebiliriz. İnsan kaynağımız başta olmak üzere; ülkemizin tüm imkan, kaynak ve potansiyelini doğru ve verimli kullanabilir, içine sürüklendiğimiz borç ve faiz batağından insanımızı ve ülkemizi kurtarabiliriz. Sadece siyasal sadakati değil, gerçek anlamda ehliyet ve liyakatı gözeterek, adalete ve hukuka olan güven duygusunu  yeniden tesis edebiliriz. Tek akılla değil, ortak akılla hareket edersek, tüm problemlerimizin üstesinden gelebiliriz. Yanlışların üzerini algıyla nasıl örteriz merkezli değil, problemlerimizi nasıl çözeriz merkezli yeni bir yönetim anlayışını yerleştirebiliriz. Birileri ülkemizi dünya sefalet sıralamasında Angola, Madagaskar, Sudan, Namibya ve Gabon gibi Afrika ülkeleriyle birlikte sayıyor ve 22’nci sıraya yerleştiriyorsa, bu bir politik ekonomi anaforudur. Türkiye’ye yakıştırmamız mümkün değildir. Dünyanın en gelişmiş 20 ekonomisinden biri olan ülkemizi, içinde bulunduğu ekonomi politik anafordan,  sıkışmışlıktan kısa sürede çıkarabilir,  insanımıza rahat bir nefes aldırabiliriz. Anafora düşmek kolay, ama anafordan kurtulmak zordur, ancak asla imkansız değildir. Saadet Partisi bu göreve taliptir. Bu görevi tam bir sorumluluk duygusuyla yerine getirmeye ve içinde debelendiğimiz problemleri çözmeye hazırdır. Geçmişte ne zaman elimize iktidar imkanı geçtiyse, Milli Görüş olarak başarılı olduk. Bugün de Allah’ın izniyle bu başarıyı elde ederiz. Ülkemizi bu girdaptan çıkarır, insanımızın derdine derman oluruz. Sıkıntılarını giderecek hamleleri bir bir gerçekleştiririz” dedi.