Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam

FATSA’DA SİYANÜR KUŞATMASI VAR!

Gündem 18.03.2020 - 09:08, Güncelleme: 26.04.2022 - 15:45 2369+ kez okundu.
 

FATSA’DA SİYANÜR KUŞATMASI VAR!

Fatsa Doğa ve Çevre Derneği'nden yapılan açıklamada; ''Ordu-Fatsa-Ünye havzasında yaşayan vatandaşlar son beş yıldır dünyada vahşi madencilik olarak adlandırılan bir çevre felaketiyle karşı karşıyadır'' ifadeleri kullanıldı
Fatsa Doğa ve Çevre Derneği tarafından yapılan açıklamada, Fatsa halkının Avrupa Birliği ülkelerinde ve dünyada birçok ülkede yasak olan açık liç yöntemiyle yani siyanürlü altın madenciliği uygulamasıyla karşı karşıya olduğu belirtildi. Yine yapılan açıklama, Siyanürle üretim yapılan maden için meşhur Ordu kestane balının ana kaynağı olan kestane ormanları talan edildiği, fındık bahçelerinin yok edildiği, toprağın adeta derisinin yüzüldüğü, su kaynaklarının zehirlendiği ve yok edildiği ifade edildi. Binlerce ton siyanür ve heyelan riski Fatsa Doğa ve Çevre Derneği tarafından yapılan açıklamada; ''Siyanürlü açık liç yöntemiyle yapılan bu vahşi madencilikte milyonlarca ton toprak düz bir zemine serilip üzerine binlerce ton siyanür püskürtülmekte, içindeki kum şeklindeki altın çekilip alınmaktadır. Geriye kalan zehirlenmiş haldeki milyonlarca ton atık topraksa gelişi güzel bir yere yığılmakta ve çevrede yaşayan canlıların hayatları için büyük tehlike yaratmaktadır. Ayrıca maden bölgesinin alt kısımlarında bulunun köyler için ciddi bir heyelan riski mevcuttur'' denildi. Siyanür gazı ve ağır metaller zehir saçıyor Açıklamaya şu şekilde devam edildi; ''Özellikle yaz aylarında siyanürün sera gaz etkisiyle bölgedeki insanlar, hayvanlar ve bitki örtüsü zarar görmekte, madenin ortaya çıkardığı ağır metaller zehir saçmaktadır. Yani siyanür sadece topraktaki altını çözüp ortaya çıkarmamakta bunun yanında kurşun, arsenik ve kadmiyum gibi zehirli metalleri de açığa çıkarmaktadır. Bu ağır metaller önce madenin çevresindeki yaşam alanlarını zehirlemekte, ardından dereler, ırmaklar ve deniz yoluyla da geniş bir alandaki canlı yaşamına zarar vermektedir. Başta Fatsa olmak üzere Ünye ve Ordu ilinin geleceği tehlikeye atılmakta, mevcut madenin iki katına çıkarılması ve sadece Fatsa ve çevresinde 53 bin dönümlük alanda siyanürlü madencilik yapılması birileri tarafından planlanmaktadır. Bir başka deyişle Kurşunçalı Dağından, Bahçeler'deki mevcut maden alanına kadar uzanan bir yay kuşağında Fatsa siyanür kuşatması tehlikesiyle karşı karşıyadır. Aslında siyanür kullanılmamış olsa bile açık liç yöntemiyle üretim yapılan madencilikte doğal tahribat çok büyüktür. Ama ne yazık ki siyanürün de kullanılıyor olmasıyla sonuçlar çok daha ağırdır. Başta da belirttiğimiz gibi siyanür sadece topraktaki altını çözmekle kalmıyor kadmiyum, arsenik ve kurşun gibi çevreye ağır tahribat veren zehirli metalleri de ortaya çıkarıyor. İşte siyanür madenciliğinin kaçınılmaz bir sonucu olan ağır metal zehirlenmeleri, Doçent Doktor Mehmet Aydın ve arkadaşları tarafından bilimsel bir çalışmayla da kanıtlanmış durumdadır. Fatsa’daki siyanürlü altın madeninin çevresinden, madenin çevresindeki derelerden, bu derelerin aktığı Elekçi ırmağından ağırlıklı olmak üzere uluslararası kriterlere ve kurallara uygun olarak farklı istasyonlarda 32 toprak (sediment) ve 11 adet su örnekleri alınmıştır. Alınan bu örneklerin laboratuvar şartlarında tasnifi yapılmış, gerekli şartlarda paketlenmiş ve bu alanda dünya çapında otorite olan Kanada da faaliyet gösteren bir firmaya (Bureau Veritas Commodities Canada Ltd., Mineral Laboratories) analizleri yaptırılmıştır'' denildi. Ölümcül düzeyde kurşun, arsenik ve kadmiyum tespit edildi Bu çalışmada insan sağlığına ölümcül etkiler yapan ve ağır metaller olarak nitelendirilen kurşun, arsenik ve kadmiyum metallerinin bölgedeki topraktaki değerleri tespit edildi. Yerin altında olduğu sürece insan sağlığına hiçbir zararı olmayan bu elementler, bu türden vahşi madencilik uygulamalarıyla ve siyanürün etkisiyle yer üstüne çıkarıldıklarında ölümcül hale gelebiliyor. Normalden 7 kat daha fazla ölümcül kurşun Yer kabuğunda ortalama 20 ppm (milyonda bir) düzeyinde olması gereken kurşun değerleri, madenin çevresinde yaklaşık 5 ile 7 kat arasında daha fazla çıkmıştır. Yapılan çalışmalar ortamda 110 ppm’den (milyonda birden) daha fazla olan kurşun miktarının bu çevredeki canlı popülasyonunun yüzde 50’si için ölümcül olabilmektedir. Madenin yakın çevresinde bu düzeyin 110 ppm’den daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Madenden uzaklaştıkça da kurşun değerlerinin azaldığı tespit edilmiştir. Yani bu veriler öncelikle madenin çevresindeki köylerde ve mahallelerde (Bahçeler, Sarıhalil, Erenyurt civarı) ikamet eden vatandaşlar için ciddi hayati riskler söz konusudur. Fatsa’nın içme suyu kaynağı da olan elekçi ırmağında 10 kat daha fazla ölümcül kurşun var Mesela Bahçeler ve Erenyurt vadisinin Elekçi ırmağına Kızılcasu deresi ve Erenyurt deresi ile kavuşmuş olduğu bölgedeki yapılan istasyonda kurşun değeri 10 kat kadar daha fazla çıkmıştır. Bu durum, Bahçeler ve Erenyurt bölgelerindeki metal kirliliğinin dereler vasıtasıyla Elekçi ırmağına transfer edildiğini açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Ayrıca çok çarpıcı bir detay karot örneklerinin yüzey kısmındaki yani günümüzdeki kurşun değerleri ile daha derin kısımlarındaki yani 20 yıl öncesi kurşun değerleri arasında 2 kat fark olduğu tespit edilmiştir. Yani siyanürle, açık liç yöntemiyle üretim yapılan bu madenle birlikte Fatsa ve çevresinin her geçen gün daha fazla zehirlendiği ortadadır. Madenin çevresinde 7 kat fazla arsenik var Saha çalışmalarının ardından yapılan laboratuvar analizlerinde arsenik değerleriyle ilgili de çok çarpıcı sonuçlara ulaşıldı. Yer kabuğunda ortalama 13 ppm (milyonda bir) olan Arsenik değerleri ise, madenin yakın çevrelerinde 6-7 kat daha fazla olduğu tespit edildi. Madenin çevresinde 73-93 ppm olan değer, Bahçeler ve Erenyurt vadisinin Elekçi ırmağına kavuşmuş olduğu bölgede ise 4 kattan daha fazladır. Yani bir kez daha görülmüştür ki maden çevreye zehir saçıyor. Kadmiyum normalden 5 kat daha fazla Kadmiyum değerlerine baktığımızda ise yer kabuğunda 0.3 ppm olan normal değerlerin, maden çevresinde geçildiği belirlenmiştir. Yine 13 nolu istasyonda bu değerin 5 kattan daha fazla olduğu belirlenmiştir. Sularımızda ağır metal kirliliği var Madencilikte en çok kullanılan üretim girdilerinden birisi de çevredeki su kaynakları olmaktadır. Siyanürlü altın madeninin yakın çevrelerinde alüminyum değerleri, madenden daha uzak yerlere oranla 9000 kat daha fazla, kadmiyum değerleri 100 kat daha fazla, bakır değeri 80 kat, demir ve kurşun değerleri ise 100 kat daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Bu kapsamda maden çevresindeki su kaynaklarında ciddi oranda ağır metal kirliliğinin olduğunu söylemek mümkündür. Son olarak şu noktanın altını çizmek gerekirse, maden çalışmaya başlayalı daha 5 yıl olmadan çevreye yaydığı zehirlerin tahribatı artık gözle görülür seviyeye ulaşmıştır. Bölgedeki bir çok vatandaş suların içilemediğinden yakınırken, yüz yıllardır kullandıkları dede yadigarı su kaynakları da bir bir ellerinden alınmaktadır. Bugün için ağır metal dediğimiz canlıların sağlığına büyük tehdit oluşturan metaller maden alanı ve çevresinde yoğun olarak bulunmaktadır. Bir başka deyişle maden çevresinde bulunan mahalleler ve köyler ciddi risk altındadır. Ancak Karadeniz gibi yoğun yağış alan bir bölgemizde bu kirletici zehirlenmenin, yağmur ve yüzey sularıyla, dereler ve nehirler yardımıyla denizlere ve tüm çevreye yayılması kaçınılmazdır. Bu ölümcül tehlikeden en fazla etkilenecek canlılardan biri de besin piramidinin en üstünde yer alan insanlar olacaktır. Bu kaçınılmazdır. Şu noktaya da dikkat edilmesi gerekir ki, bu belirtilen zehirlenme değerleri, madenin bugünkü hacmiyle ilgilidir. Yani madenin iki kat daha fazla büyütülmesi ve 15 yıl daha üretim yapmayı planlaması durumunda tehlike çok daha büyüyecektir. Ayrıca Fatsa’nın başka bir bölgesinde ikinci bir madenin açılacak olması tehlikeyi ve zehirlenmeyi çok daha büyütecektir. Alanın büyümesi kirletici etkisinin de büyümesi demek olacaktır. Dolayısıyla yarın, bölge için hayatı önemdeki tarım ürünleri; fındık, pancar, melocan, mısır, fasulye, bal ve tereyağında ağır metaller çıkabilecek ve insanlarımızı zehirleyecektir. Bu durum söz konusu ürünlerin satışlarını da olumsuz etkileyecek ve büyük ekonomik kayıplar söz konusu olabilecektir. 10 milyon dolar için 3,5 milyar dolarlık fındık ateşe atılıyor Yapılan açıklamada fındığı bekleyen büyük tehlikeye de değinilerek; ''Peki ne pahasına ve neden Fatsa, Ünye ve Ordulu vatandaşlarımızın hayatları tehlikeye atılıyor? Neden Türkiye’nin gözbebeği olan bu coğrafyamızdaki doğal ortam zehirleniyor? Dünyada her yıl üretilen bir milyon ton fındığın 700 bin tonu Türkiye’de üretilmektedir. Bu 700 bin ton fındığın 214 bin tonu da her yıl Ordu-Fatsa-Ünye havzasında üretilmektedir. Fatsa-Ünye havzasında yıllık üretim miktarı 107 bin ton. Fındığın ortalama olarak her yıl Türkiye’ye ihracat getirisi 2 milyar dolar civarında. Yani Ordu ilimiz her yıl 700 milyon dolarlık bir fındık gelirine sahip. Beş yılda bu 3 milyar 500 bin dolar eder. Bu siyanürlü zehir madeninin beş yılda devlete sağladığı katma değer sadece yaklaşık 10 milyon dolar. Tüm işletme boyunca 180 milyon dolar. Yani özetle fındık Türkiye’ye beş yılda 3,5 milyar dolar gelir getirirken, siyanürlü zehir madeninin beş yılda devlete sağladığı gelir en fazla 10 milyon dolar. İnanılması çok güç bir durum ama Karadeniz ve Ordulular bugün bu tabloyla karşı karşıya. Kestane balı, çeşitli meyveler, tarım ve hayvansal ürünlerle balıkçılıktan elde edilen gelirler de eklendiğinde aradaki uçurum daha da büyümektedir. Bugün özellikle büyükşehirlerimiz insan yoğunluğu ve aşırı nüfusları nedeniyle büyük sıkıntılarla karşı karşıyadır. Devletin ve sorumlu yöneticilerin acilen yapmaları gereken, kırsal bölgeleri cazip hale getirerek, üretimi teşvik ederek büyükşehirlerdeki nüfus yoğunluğun azaltmak olmalıdır. Bugün Karadeniz’de tarımsal üretimde yaşanan bütün zorluklara ve girdilerdeki fiyat artışlarına rağmen vatandaşlarımız, köylülerimiz, çiftçilerimiz üretimlerine devam etmekte, hayata tutunmaya çalışmaktadır. Ancak ormanları katledilen, toprakları zehirlenen, suları ve tarım alanları yok edilen insanların bu bölgede tutunabilmeleri imkansız hale gelecektir. Son olarak bütün bu bilgilerin, analizlerin, belgelerin sonucunda bölgemizde ve Türkiye’de aklı selimin galip geleceğine dair inancımızı koruyoruz'' ifadeleri kullanıldı.
Fatsa Doğa ve Çevre Derneği'nden yapılan açıklamada; ''Ordu-Fatsa-Ünye havzasında yaşayan vatandaşlar son beş yıldır dünyada vahşi madencilik olarak adlandırılan bir çevre felaketiyle karşı karşıyadır'' ifadeleri kullanıldı

Fatsa Doğa ve Çevre Derneği tarafından yapılan açıklamada, Fatsa halkının Avrupa Birliği ülkelerinde ve dünyada birçok ülkede yasak olan açık liç yöntemiyle yani siyanürlü altın madenciliği uygulamasıyla karşı karşıya olduğu belirtildi. Yine yapılan açıklama, Siyanürle üretim yapılan maden için meşhur Ordu kestane balının ana kaynağı olan kestane ormanları talan edildiği, fındık bahçelerinin yok edildiği, toprağın adeta derisinin yüzüldüğü, su kaynaklarının zehirlendiği ve yok edildiği ifade edildi.

Binlerce ton siyanür ve heyelan riski

Fatsa Doğa ve Çevre Derneği tarafından yapılan açıklamada; ''Siyanürlü açık liç yöntemiyle yapılan bu vahşi madencilikte milyonlarca ton toprak düz bir zemine serilip üzerine binlerce ton siyanür püskürtülmekte, içindeki kum şeklindeki altın çekilip alınmaktadır. Geriye kalan zehirlenmiş haldeki milyonlarca ton atık topraksa gelişi güzel bir yere yığılmakta ve çevrede yaşayan canlıların hayatları için büyük tehlike yaratmaktadır. Ayrıca maden bölgesinin alt kısımlarında bulunun köyler için ciddi bir heyelan riski mevcuttur'' denildi.

Siyanür gazı ve ağır metaller zehir saçıyor

Açıklamaya şu şekilde devam edildi; ''Özellikle yaz aylarında siyanürün sera gaz etkisiyle bölgedeki insanlar, hayvanlar ve bitki örtüsü zarar görmekte, madenin ortaya çıkardığı ağır metaller zehir saçmaktadır. Yani siyanür sadece topraktaki altını çözüp ortaya çıkarmamakta bunun yanında kurşun, arsenik ve kadmiyum gibi zehirli metalleri de açığa çıkarmaktadır. Bu ağır metaller önce madenin çevresindeki yaşam alanlarını zehirlemekte, ardından dereler, ırmaklar ve deniz yoluyla da geniş bir alandaki canlı yaşamına zarar vermektedir. Başta Fatsa olmak üzere Ünye ve Ordu ilinin geleceği tehlikeye atılmakta, mevcut madenin iki katına çıkarılması ve sadece Fatsa ve çevresinde 53 bin dönümlük alanda siyanürlü madencilik yapılması birileri tarafından planlanmaktadır. Bir başka deyişle Kurşunçalı Dağından, Bahçeler'deki mevcut maden alanına kadar uzanan bir yay kuşağında Fatsa siyanür kuşatması tehlikesiyle karşı karşıyadır. Aslında siyanür kullanılmamış olsa bile açık liç yöntemiyle üretim yapılan madencilikte doğal tahribat çok büyüktür. Ama ne yazık ki siyanürün de kullanılıyor olmasıyla sonuçlar çok daha ağırdır. Başta da belirttiğimiz gibi siyanür sadece topraktaki altını çözmekle kalmıyor kadmiyum, arsenik ve kurşun gibi çevreye ağır tahribat veren zehirli metalleri de ortaya çıkarıyor. İşte siyanür madenciliğinin kaçınılmaz bir sonucu olan ağır metal zehirlenmeleri, Doçent Doktor Mehmet Aydın ve arkadaşları tarafından bilimsel bir çalışmayla da kanıtlanmış durumdadır. Fatsa’daki siyanürlü altın madeninin çevresinden, madenin çevresindeki derelerden, bu derelerin aktığı Elekçi ırmağından ağırlıklı olmak üzere uluslararası kriterlere ve kurallara uygun olarak farklı istasyonlarda 32 toprak (sediment) ve 11 adet su örnekleri alınmıştır. Alınan bu örneklerin laboratuvar şartlarında tasnifi yapılmış, gerekli şartlarda paketlenmiş ve bu alanda dünya çapında otorite olan Kanada da faaliyet gösteren bir firmaya (Bureau Veritas Commodities Canada Ltd., Mineral Laboratories) analizleri yaptırılmıştır'' denildi.

Ölümcül düzeyde kurşun, arsenik ve kadmiyum tespit edildi

Bu çalışmada insan sağlığına ölümcül etkiler yapan ve ağır metaller olarak nitelendirilen kurşun, arsenik ve kadmiyum metallerinin bölgedeki topraktaki değerleri tespit edildi. Yerin altında olduğu sürece insan sağlığına hiçbir zararı olmayan bu elementler, bu türden vahşi madencilik uygulamalarıyla ve siyanürün etkisiyle yer üstüne çıkarıldıklarında ölümcül hale gelebiliyor.

Normalden 7 kat daha fazla ölümcül kurşun

Yer kabuğunda ortalama 20 ppm (milyonda bir) düzeyinde olması gereken kurşun değerleri, madenin çevresinde yaklaşık 5 ile 7 kat arasında daha fazla çıkmıştır. Yapılan çalışmalar ortamda 110 ppm’den (milyonda birden) daha fazla olan kurşun miktarının bu çevredeki canlı popülasyonunun yüzde 50’si için ölümcül olabilmektedir. Madenin yakın çevresinde bu düzeyin 110 ppm’den daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Madenden uzaklaştıkça da kurşun değerlerinin azaldığı tespit edilmiştir. Yani bu veriler öncelikle madenin çevresindeki köylerde ve mahallelerde (Bahçeler, Sarıhalil, Erenyurt civarı) ikamet eden vatandaşlar için ciddi hayati riskler söz konusudur. Fatsa’nın içme suyu kaynağı da olan elekçi ırmağında 10 kat daha fazla ölümcül kurşun var Mesela Bahçeler ve Erenyurt vadisinin Elekçi ırmağına Kızılcasu deresi ve Erenyurt deresi ile kavuşmuş olduğu bölgedeki yapılan istasyonda kurşun değeri 10 kat kadar daha fazla çıkmıştır. Bu durum, Bahçeler ve Erenyurt bölgelerindeki metal kirliliğinin dereler vasıtasıyla Elekçi ırmağına transfer edildiğini açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Ayrıca çok çarpıcı bir detay karot örneklerinin yüzey kısmındaki yani günümüzdeki kurşun değerleri ile daha derin kısımlarındaki yani 20 yıl öncesi kurşun değerleri arasında 2 kat fark olduğu tespit edilmiştir. Yani siyanürle, açık liç yöntemiyle üretim yapılan bu madenle birlikte Fatsa ve çevresinin her geçen gün daha fazla zehirlendiği ortadadır.

Madenin çevresinde 7 kat fazla arsenik var

Saha çalışmalarının ardından yapılan laboratuvar analizlerinde arsenik değerleriyle ilgili de çok çarpıcı sonuçlara ulaşıldı. Yer kabuğunda ortalama 13 ppm (milyonda bir) olan Arsenik değerleri ise, madenin yakın çevrelerinde 6-7 kat daha fazla olduğu tespit edildi. Madenin çevresinde 73-93 ppm olan değer, Bahçeler ve Erenyurt vadisinin Elekçi ırmağına kavuşmuş olduğu bölgede ise 4 kattan daha fazladır. Yani bir kez daha görülmüştür ki maden çevreye zehir saçıyor.

Kadmiyum normalden 5 kat daha fazla

Kadmiyum değerlerine baktığımızda ise yer kabuğunda 0.3 ppm olan normal değerlerin, maden çevresinde geçildiği belirlenmiştir. Yine 13 nolu istasyonda bu değerin 5 kattan daha fazla olduğu belirlenmiştir.

Sularımızda ağır metal kirliliği var

Madencilikte en çok kullanılan üretim girdilerinden birisi de çevredeki su kaynakları olmaktadır. Siyanürlü altın madeninin yakın çevrelerinde alüminyum değerleri, madenden daha uzak yerlere oranla 9000 kat daha fazla, kadmiyum değerleri 100 kat daha fazla, bakır değeri 80 kat, demir ve kurşun değerleri ise 100 kat daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Bu kapsamda maden çevresindeki su kaynaklarında ciddi oranda ağır metal kirliliğinin olduğunu söylemek mümkündür. Son olarak şu noktanın altını çizmek gerekirse, maden çalışmaya başlayalı daha 5 yıl olmadan çevreye yaydığı zehirlerin tahribatı artık gözle görülür seviyeye ulaşmıştır. Bölgedeki bir çok vatandaş suların içilemediğinden yakınırken, yüz yıllardır kullandıkları dede yadigarı su kaynakları da bir bir ellerinden alınmaktadır. Bugün için ağır metal dediğimiz canlıların sağlığına büyük tehdit oluşturan metaller maden alanı ve çevresinde yoğun olarak bulunmaktadır. Bir başka deyişle maden çevresinde bulunan mahalleler ve köyler ciddi risk altındadır. Ancak Karadeniz gibi yoğun yağış alan bir bölgemizde bu kirletici zehirlenmenin, yağmur ve yüzey sularıyla, dereler ve nehirler yardımıyla denizlere ve tüm çevreye yayılması kaçınılmazdır. Bu ölümcül tehlikeden en fazla etkilenecek canlılardan biri de besin piramidinin en üstünde yer alan insanlar olacaktır. Bu kaçınılmazdır. Şu noktaya da dikkat edilmesi gerekir ki, bu belirtilen zehirlenme değerleri, madenin bugünkü hacmiyle ilgilidir. Yani madenin iki kat daha fazla büyütülmesi ve 15 yıl daha üretim yapmayı planlaması durumunda tehlike çok daha büyüyecektir. Ayrıca Fatsa’nın başka bir bölgesinde ikinci bir madenin açılacak olması tehlikeyi ve zehirlenmeyi çok daha büyütecektir. Alanın büyümesi kirletici etkisinin de büyümesi demek olacaktır. Dolayısıyla yarın, bölge için hayatı önemdeki tarım ürünleri; fındık, pancar, melocan, mısır, fasulye, bal ve tereyağında ağır metaller çıkabilecek ve insanlarımızı zehirleyecektir. Bu durum söz konusu ürünlerin satışlarını da olumsuz etkileyecek ve büyük ekonomik kayıplar söz konusu olabilecektir.

10 milyon dolar için 3,5 milyar dolarlık fındık ateşe atılıyor

Yapılan açıklamada fındığı bekleyen büyük tehlikeye de değinilerek; ''Peki ne pahasına ve neden Fatsa, Ünye ve Ordulu vatandaşlarımızın hayatları tehlikeye atılıyor? Neden Türkiye’nin gözbebeği olan bu coğrafyamızdaki doğal ortam zehirleniyor? Dünyada her yıl üretilen bir milyon ton fındığın 700 bin tonu Türkiye’de üretilmektedir. Bu 700 bin ton fındığın 214 bin tonu da her yıl Ordu-Fatsa-Ünye havzasında üretilmektedir. Fatsa-Ünye havzasında yıllık üretim miktarı 107 bin ton. Fındığın ortalama olarak her yıl Türkiye’ye ihracat getirisi 2 milyar dolar civarında. Yani Ordu ilimiz her yıl 700 milyon dolarlık bir fındık gelirine sahip. Beş yılda bu 3 milyar 500 bin dolar eder. Bu siyanürlü zehir madeninin beş yılda devlete sağladığı katma değer sadece yaklaşık 10 milyon dolar. Tüm işletme boyunca 180 milyon dolar. Yani özetle fındık Türkiye’ye beş yılda 3,5 milyar dolar gelir getirirken, siyanürlü zehir madeninin beş yılda devlete sağladığı gelir en fazla 10 milyon dolar. İnanılması çok güç bir durum ama Karadeniz ve Ordulular bugün bu tabloyla karşı karşıya. Kestane balı, çeşitli meyveler, tarım ve hayvansal ürünlerle balıkçılıktan elde edilen gelirler de eklendiğinde aradaki uçurum daha da büyümektedir. Bugün özellikle büyükşehirlerimiz insan yoğunluğu ve aşırı nüfusları nedeniyle büyük sıkıntılarla karşı karşıyadır. Devletin ve sorumlu yöneticilerin acilen yapmaları gereken, kırsal bölgeleri cazip hale getirerek, üretimi teşvik ederek büyükşehirlerdeki nüfus yoğunluğun azaltmak olmalıdır. Bugün Karadeniz’de tarımsal üretimde yaşanan bütün zorluklara ve girdilerdeki fiyat artışlarına rağmen vatandaşlarımız, köylülerimiz, çiftçilerimiz üretimlerine devam etmekte, hayata tutunmaya çalışmaktadır. Ancak ormanları katledilen, toprakları zehirlenen, suları ve tarım alanları yok edilen insanların bu bölgede tutunabilmeleri imkansız hale gelecektir. Son olarak bütün bu bilgilerin, analizlerin, belgelerin sonucunda bölgemizde ve Türkiye’de aklı selimin galip geleceğine dair inancımızı koruyoruz'' ifadeleri kullanıldı.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve afisgazetesi.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
Adana escort Çukurova escort Seyhan escort Ankara escort Mamak escort Etimesgut escort Polatlı escort Pursaklar escort Haymana escort Çankaya escort Keçiören escort Sincan escort izmir escort aliağa escort balçova escort bayındır escort bayraklı escort bergama escort beydağ escort bornova escort buca escort çeşme escort çiğli escort dikili escort foça escort gaziemir escort güzelbahçe escort karabağlar escort karaburun escort karşıyaka escort kemalpaşa escort kiraz escort kınık escort konak escort menderes escort menemen escort narlıdere escort ödemiş escort seferihisar escort selçuk escort tire escort torbalı escort urla escort bostanlı escort mavişehir escort alsancak escort üçyol escort bursa escort altınşehir escort gemlik escort görükle escort gürsu escort inegöl escort kestel escort mudanya escort nilüfer escort orhangazi escort soğanlı escort yıldırım escort antalya escort akseki escort aksu escort belek escort demre escort döşemealtı escort elmalı escort finike escort gazipaşa escort gündoğmuş escort ibradı escort kaş escort kemer escort kepez escort konyaaltı escort korkuteli escort kumluca escort lara escort manavgat escort muratpaşa escort serik escort alanya escort Eskişehir escort Gaziantep escort Şahinbey escort Nizip escort Şehitkamil escort İstanbul escort Merter escort Nişantaşı escort Şerifali escort Maltepe escort Sancaktepe escort Eyüpsultan escort Şişli escort Kayaşehir escort Büyükçekmece escort Beşiktaş escort Mecidiyeköy escort Zeytinburnu escort Sarıyer escort Bayrampaşa escort Fulya escort Beyoğlu escort Başakşehir escort Tuzla escort Beylikdüzü escort Pendik escort Bağcılar escort Ümraniye escort Üsküdar escort Esenyurt escort Küçükçekmece escort Esenler escort Güngören escort Kurtköy escort Bahçelievler escort Sultanbeyli escort Ataşehir escort Kağıthane escort Fatih escort Çekmeköy escort Çatalca escort Bakırköy escort Kadıköy escort Avcılar escort Beykoz escort Kartal escort şirinevler escort Kayseri escort Kocaeli escort Gebze escort İzmit escort Malatya escort Manisa escort Mersin escort Yenişehir escort Mezitli escort Erdemli escort Silifke escort Akdeniz escort Anamur escort tarsus escort Muğla escort Bodrum escort Milas escort Dalaman escort Marmaris escort Fethiye escort Datça escort Samsun escort Atakum escort İlkadım escort Aydın escort Bolu escort Denizli escort Diyarbakır escort Düzce escort Konya escort Kütahya escort Sakarya escort

betine giriş betine giriş